Sofya sokaklarında yürürken, yüzeyde her şeyin sakin göründüğüne aldanmamak gerekir. Kimi zaman bir dükkân tabelası değişir, kimi zaman bir mahkeme celbi beklenmedik bir anda kapınızı çalar. Hayatın rutin ritmi, aniden hukuki bir meseleyle kesintiye uğrayabilir. İşte tam da bu noktada, doğru avukatı bulmak yalnızca bir tercih değil, bir gerekliliktir.
Hukuki süreçler, çoğu zaman tek yasa maddelerinden ibaret değildir. "İcra takibi", "muris muvazaası", "ehliyetsizlik" gibi kelimeler duyduğunuzda, hukukun diliyle hayatın dili arasındaki uçurumu fark edersiniz. (Örneklendirmek gerekirse, icra takibi, borcun ödenmemesi hâlinde borçlunun malvarlığına el konulması sürecidir; halk arasında bu, "mallara haciz gelmesi" şeklinde anlaşılır.) Avukatınız bu dili iki tarafa da çevirebilen bir tercüman gibidir; yalnızca yasa metinlerini değil, eş zamanlı olarak sizin duygularınızı da anlayabilmelidir.
Bu bağlamda doğru avukatı seçmek, bir kitapta doğru bölümü bulmak gibidir. Bazı bölümler kısa ve bilgilendiricidir; bazıları ise derinlemesine analiz sunar. Avukatlar da böyle:
2023 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Bulgaristan’da dava süreci yaşayan bireylerin %67’si, ilk avukat seçiminden memnun olmadığını belirtmiş. Bu oran bize ne anlatıyor? Seçim sürecinin yeterince bilinçli yapılmadığını.
Bir avukatı seçerken yalnızca uzmanlık alanı değil, yaklaşımı, iletişimi, bulunduğu çevredeki itibarı da değerlendirilmelidir. Çünkü bazı davalar yalnızca kanıtlarla değil, avukatın kelimeleriyle kazanılır. “Doğru kelime, yanlış kelimeye karşı zafer kazandığında hukuk işler hâle gelir,” der bir Fransız hukukçu.
Bir yandan, kanun kitapları sayfalar dolusu bilgi sunar ama aradığınız yalnızca bilgi değil; güven hissidir. Bunu da yalnızca doğru avukat yaratabilir. Tıpkı, fırtınada yönünü kaybetmiş bir gemiye, deniz fenerinin yol göstermesi gibi.
Bir avukat seçerken göz önünde bulundurulması gereken belki de en temel kriter, onun bilgi birikimiyle tecrübesinin kesişim noktasında yatan uzmanlık alanıdır. Bu, yalnızca hukuk fakültesinden mezun olmakla kazanılmaz. Zamanla yoğrulur, mahkeme salonlarının havasında sertleşir, dosyaların arasında sabırla işlenir. Çünkü hukuk, teoride evrenseldir; fakat pratikte bireylerin kaderidir.
Bir boşanma davası için ceza hukuku alanında çalışan bir avukata başvurmak, yangına hortum yerine kibritle gitmek gibidir. Elbette hukuku genel hatlarıyla bilen bir kişi her davada temel bir fikir sahibi olabilir; buna karşın detay her şeydir. Hele ki hukukun dalları arasında, ceza hukuku (suçlar ve cezalarla ilgili alan), ticaret hukuku (şirketler arası ilişkileri düzenleyen alan), aile hukuku (boşanma, velayet gibi meselelerle ilgilenen alan) gibi uzmanlık gerektiren başlıklar söz konusu olduğunda…
Kimi zaman kişiler, “O avukat çok zeki, her işi yapar” düşüncesine kapılır. Oysa hukuk bir satranç oyununa benzer; Her taşın kendine özgü bir hareket biçimi vardır. Yanlış taşı yanlış zamanda oynarsanız, oyunun sonu kaçınılmaz olur.
Bu sebeple, ilk görüşmenizde avukatınıza şu soruları yöneltmelisiniz:
Değinilen sorular, bir tek sizin güveninizi pekiştirmez, eş zamanlı olarak karşı tarafın da sizin ciddiyetinizi anlamasını sağlar.
Teoriyle pratik arasındaki mesafe bazen o kadar büyüktür ki, araya tecrübe köprüsü kurulmadan geçilemez. Bunun için avukatınızın geçmişteki başarıları, sizin geleceğinizin ipuçlarını taşır.
Örnek olarak, bir mülk davasında (genellikle miras ya da ortaklık sorunlarında taşınmaz mal paylaşımıyla ilgili süreçtir) avukatınızın daha önce kazandığı davalar, onun yalnızca mevzuatı değil, yerel yargı dinamiklerini de bildiğini gösterir. Zira hukuki süreçte yasalar kadar, o yasaların nasıl uygulandığını bilmek önemlidir.
2022 yılında Bulgaristan genelinde açılan yaklaşık 4.800 boşanma davasının %58’i, tarafların avukatlarının daha önce benzer davalarda başarılı savunmalar yapmaları sayesinde, ilk 3 duruşma içinde sonuca bağlanmıştır. Bu veri bile, deneyimin soyut bir kavram olmadığını, somut sonuçlara dönüştüğünü göstermeye yeterlidir.
Aklınızda bulunsun, başarı bir tesadüf değil, bir desendir. Aynı hikâyenin farklı isimlerle yeniden yazılması gibidir. Başarılı bir avukat, bu desenleri tanır. Sizin davanızı da kendi örüntüsüne ustalıkla yerleştirir.
Yasa kitapları evrensel olabilir, buna karşın dava dosyaları kişiseldir. İnsanların hukuki meselelerini anlatırken kullandığı kelimeler, çoğu zaman bir tek dil bilgisiyle değil, kültürle de şekillenir. Bu sebeple, özellikle farklı bir ülkede misal Sofya’da hukuki destek ararken avukatın yalnızca yasal mevzuata değil, sizin dilinize ve kültürel arka planınıza da hâkim olması beklenir.
Sofya’da yaşayan Türk vatandaşları veya Türkçe konuşan bireyler için, Türkçe bilen bir avukatla çalışmak çoğu zaman büyük bir fark yaratır. Çünkü hukuki süreçlerin her aşamasında net iletişim hayati önem taşır. Hukuk, zaten doğası gereği karmaşıkken, bir de tercüme ile uğraşmak hele ki kelimelerin birden fazla anlamı olabileceği durumlarda hak arama sürecini yavaşlatır, hatta sekteye uğratabilir.
Basit gibi görünen bir örnek: “Tahliye davası” ifadesi, bir Türk vatandaşının zihninde “kiracının evden çıkarılması” anlamına gelir. Bulgarca konuşan bir avukat bu davayı yalnızca teknik çerçeveden yorumlarken, Türkçe konuşan bir avukat, müvekkilinin duygusal yükünü de sezebilir. Çünkü bazen insanlar yalnızca haklarını değil, haksızlığa uğradıkları hissini de dile getirmek isterler.
Bununla birlikte, Türkçe konuşan bir avukat, belgeleri doğrudan kendi dilinizde açıklayabilir, çeviri hatalarının önüne geçebilir ve sizi daha rahat bir temsil süreciyle buluşturabilir. Bu, bir tek anlaşılmak değil, hem de anlatabilmek demektir.
Dava süreçleri yalnızca kanunlarla değil, kültürel beklentilerle de şekillenir. Aile içi bir anlaşmazlıkta “ayıp” kavramının etkisiyle suskun kalan bir müvekkil, bir yabancı avukatla bu duyguyu paylaşamayabilir. Bununla birlikte kültürel kodlara aşina bir avukat, bu sessizliğin ardındaki anlamı okuyabilir. İşte bu noktada, hukuk yalnızca bir meslek değil, bir anlayış meselesi hâline gelir.
Bulgaristan hukuk sistemi ile Türk geleneksel aile yapısı arasında belirgin farklar vardır. Mesela Bulgar hukukunda velayet konusunda çocuğun psikolojik gelişimi temel alınırken, Türk kültüründe ebeveynin “toplumdaki yeri” de önemsenebilir. Kültürel uyum sağlayan bir avukat, müvekkilinin bu ikili yapıda sıkışıp kalmaması için bir köprü görevi görür.
Bir başka örnek de ticari ilişkilerde kendini gösterir. Türk işletmeciler için “söz uçar, yazı kalır” ilkesi önemlidir; ama bununla birlikte verilen sözün onurla yerine getirilmesi beklenir. Bu gibi beklentilerin mahkemeye yansıtılabilmesi için, yalnızca hukuku değil, anlayışı bilen bir temsilciye ihtiyaç vardır.
Doğru dili konuşan ve doğru kültürü bilen bir avukat, yalnızca sizin adınıza konuşmaz sizi temsil eder. Ve temsil, bazen kanun maddesinden çok daha fazlasıdır.
Bir avukat hakkında en doğru bilgiyi bazen hukuk kitapları değil, onunla çalışmış insanların ağzından dökülen sade cümleler verir. Ne kadar etkileyici bir özgeçmişe sahip olursa olsun, bir hukukçunun gerçek değeri, temsil ettiği insanların gözündeki yansımasıyla ölçülür. Zira bir avukatı anlatan en iyi cümle, mahkeme salonunda değil, danışma masasının ardından memnun ayrılan bir müvekkilin dudaklarında saklıdır.
Bir avukatla ilgili karar vermeden önce onun geçmişte temsil ettiği kişilerle yaptığı çalışmalara göz atmak, gelecekte sizin yaşayabileceğiniz sürecin küçük bir fragmanını sunar. Hele ki bu kişiler benzer hukuki problemler yaşamışsa, onların deneyimi sizin pusulanız olabilir.
Bir örnek verecek olursak, bir boşanma davası yaşamış müvekkilin şu cümlesi oldukça anlamlıdır:
“Avukatım sırf kanunları bilen biri değil, zor zamanlarımda ne söylemesi gerektiğini de bilen biriydi.”
Bu ifade, yalnızca hukuki başarıyı değil, insanî desteği de ön plana çıkarır. Çünkü unutulmamalı ki, çoğu dava yalnızca evraklarla değil, duygularla da yürütülür.
Müvekkil geri bildirimlerinde dikkat edilmesi gereken bazı başlıklar şunlardır:
Dijital çağ, yalnızca bilgiye değil, deneyime de ulaşmayı kolaylaştırıyor. Bugün pek çok avukatın adı, yalnızca baro listelerinde değil, çevrim içi değerlendirme platformlarında da yer almakta. Google değerlendirmeleri, hukuki danışmanlık siteleri, forumlar ve sosyal medya grupları… Bunların her biri, potansiyel müvekkiller için birer ipucu kaynağıdır.
Gelgelelim burada dikkatli olmak gerekir. Zira bazı yorumlar öfke anında yazılmış, bazıları ise fazlasıyla duygusal olabilir. Bundan ötürü yorumların toplamına, diline ve çeşitliliğine bakmak daha sağlıklı bir analiz sağlar. Beş yıldızlı övgülerin arasında tek bir üç yıldızlı yorum bile varsa, bu ayrıntı göz ardı edilmemeli; belki de sizin öncelik verdiğiniz bir alanda zayıflık söz konusudur.
2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Bulgaristan’daki hukuk danışmanlığı arayışında olan bireylerin %72’si, karar vermeden önce çevrim içi yorumlara başvurduğunu belirtmiştir. Bu oran, özellikle yabancı uyruklu bireyler arasında daha da yüksektir. Çünkü yerel çevresi olmayan biri için, yorumlar, halkın sesi niteliğindedir.
Bir avukatı seçmeden önce geçmişe kulak vermek gerekir. Bu geçmiş, bazen bir cümlede, bazen bir yıldız sayısında, bazen de içten yazılmış bir teşekkür notunda saklıdır. Ve kimi zaman, o küçük izlenim, gelecekte atacağınız büyük bir adımın temelini oluşturur.
Bir avukatın en temel becerisi yalnızca bilgiye sahip olmak değil, bu bilgiyi doğru zamanda ve doğru biçimde uygulayabilmesidir. Hele ki yabancı bir ülkede yaşarken, yasal süreçler karmaşık bir labirente dönüşebilir. Bu noktada sizi yönlendiren avukatın, o labirentin her dönüşünü önceden görmesi gerekir. Çünkü hukuk, bazen bir oyun değil, bir yarış gibidir; ne zaman hızlanacağını, nerede yavaşlayacağını bilen kazanır.
Bulgaristan’da yaşayan bir yabancı için hukuki prosedürler çoğu zaman ilk bakışta çetin, hatta göz korkutucu gelebilir. Dilekçe süreçleri, noter işlemleri, mahkeme terminolojisi ve resmi kurumlardaki usuller bunların tümü, yerel dinamikleri bilen bir avukatın rehberliğinde anlam kazanır.
Örneklendirmek gerekirse, Bulgaristan’da açılacak bir mülk davasında yalnızca tapu kayıtlarını sunmak yeterli değildir; beraberinde belediyeden alınan imar belgeleri ve geçmişe dönük kullanım hakkı kayıtları da önem taşır. Bu ayrıntılar, süreci uzatabilecek unsurlardır. İşte dolayısıyla avukatın yalnızca kanunu değil, uygulamayı da içselleştirmiş olması gerekir.
Bulgaristan hukuk sistemi, kıta Avrupası geleneğinden beslenmekle birlikte, yerel örf ve kararlarla şekillenen özgün bir karaktere sahiptir. Bu da demektir ki, bir yasal düzenlemeyi yalnızca metninden okumak yetmez; o metnin mahkemelerde nasıl uygulandığını bilmek gerekir. Deneyimli bir avukat, hangi mahkemenin hangi tür dosyalarda nasıl bir eğilimi olduğunu önceden öngörebilir. Bu da strateji belirlemede büyük avantaj sağlar.
Hukuk, durağan bir yapı değildir. Mevzuat değişir, yeni içtihatlar (yani mahkemelerin kararlarında belirlenen genel yorumlar) ortaya çıkar, uygulama biçimleri dönüşür. İşte o yüzden bir avukatın “güncel kalması”, mesleki bir lüks değil, mutlak bir zorunluluktur.
Özellikle ticaret hukuku, yabancılar hukuku ve aile hukuku gibi alanlarda, yıllık mevzuat değişiklikleri sıklıkla yaşanır. Örnek vermek istersek, 2023 yılında Bulgaristan’da yürürlüğe giren bir düzenleme ile, yabancı uyrukluların emlak alımı sürecinde ek kimlik doğrulama prosedürleri zorunlu hâle getirilmiştir. Bu tür bir değişikliği takip etmeyen bir avukat, müvekkilini geri döndürülmesi zor bir bürokratik süreçle karşı karşıya bırakabilir.
Avukatın yalnızca güncel bilgiye sahip olması değil, bu bilgiyi nasıl kullanacağı konusunda da stratejik bir yetkinliğe sahip olması gerekir. Hukukta doğru adım, sırf “ne yapılacağını bilmek” değildir; “ne zaman ve nasıl yapılacağını öngörmektir.”
Mesela, boşanma davalarında mahkemenin ortak velayet konusundaki yaklaşımı son beş yılda ciddi biçimde değişmişse, eski içtihatlara göre hazırlanan bir savunma artık yetersiz kalabilir. Güncel durumu bilmeyen bir avukat, müvekkilinin lehine olan zemini fark etmeden geçip gidebilir.
Bu sebeple iyi bir avukat, bir yasa değiştiğinde yalnızca bilgilenmekle kalmaz, o bilginin uygulamadaki izdüşümünü de hesaplar. Çünkü her madde, bir dava salonunda yeniden yorumlanır.
Hukuki süreçler, çoğu zaman zaten başlı başına belirsizliklerle doludur. Bu belirsizliklerin üzerine bir de öngörülemeyen maliyetler eklendiğinde, kişi yalnızca hukuki değil, duygusal bir çıkmaza da sürüklenebilir. Oysa güven duygusu yalnızca avukatın bilgisiyle değil, şeffaflığıyla da inşa edilir. Bu sebeple, bir avukatla çalışmaya karar verirken ilk adımlardan biri, ücretlendirme politikalarının açıkça konuşulması olmalıdır.
Avukatlık hizmeti, doğası gereği standart bir ürün değil, kişiye özel bir süreçtir. Bu vesileyle ücretler sabit değil, dava türüne, sürecin karmaşıklığına ve avukatın uzmanlık düzeyine göre değişebilir. Ama değişkenlik, belirsizlikle karıştırılmamalıdır. İyi bir avukat, daha ilk görüşmede, müvekkiline hizmet bedelinin hangi kalemlerden oluştuğunu açıkça ifade etmelidir.
Sofya’da avukatlık hizmetleri için yaygın olarak kullanılan iki temel ücretlendirme modeli bulunmaktadır:
Avukatın, “Şu an için ücret konuşmak erken” diyerek net bir bilgi vermemesi, ilerleyen zamanlarda güven sarsıcı bir etki yaratabilir. Oysa profesyonellik, belirsizliği yönetmek değil, belirsizliği şeffaflıkla ortadan kaldırmaktır.
Hukuki hizmetler yalnızca avukatlık ücretinden ibaret değildir. Dava harçları, noter masrafları, bilirkişi ücretleri, çeviri ve tercüme bedelleri gibi ek maliyetler de sürecin doğal parçalarıdır. Bu giderlerin ne zaman ve ne kadar tutarda ortaya çıkacağı, davanın türüne göre farklılık gösterebilir.
Bu bağlamda avukat, müvekkilini şu konularda önceden bilgilendirmelidir:
Bu tür sorulara verilecek net yanıtlar, taraflar arasında sağlıklı bir finansal ilişki kurulmasını sağlar. Çünkü bir avukatla çalışmak, sırf yasal değil, aynı anda ekonomik bir taahhüttür.
Ayrıyeten bazı durumlarda taksitli ödeme seçenekleri veya sürece bağlı ödeme planları sunulabilir. Özellikle uzun süreceği öngörülen dava dosyalarında, bu tür esnek ödeme sistemleri müvekkil açısından ciddi bir kolaylık sağlar. Lakin burada da önemli olan, bu planın yazılı ve anlaşılır şekilde müvekkile sunulmasıdır. Zira söz uçar, belge kalır.
Hukuki destek almak isteyen biri için ücret yalnızca bir maliyet değil, bir yatırım niteliği taşır. Ve her yatırımda olduğu gibi, bu işleyişin güven temelli ilerlemesi gerekir. Açık konuşulan bir ücret hem taraflar arası samimiyeti artırır hem de uzun vadede doğabilecek sorunların önüne geçer.
Sofya’da hukuki destek arayışı, bir tabelanın ardındaki isimden ibaret değildir. Bu arayış, hem de bir yol arkadaşlığı, bir temsil ilişkisi ve çoğu zaman da hayatın en kırılgan anlarında duyulan bir ihtiyaçtır. Avukat seçimi bu sebeple yalnızca “hukuki bir tercih” değil, ek olarak kişisel bir güven meselesidir.
Doğru avukatı seçmek, yalnızca bir davanın kazanılması anlamına gelmez; beraberinde olası diğer hukuki sorunların da önlenmesi anlamına gelir. Hukukta savunmadan daha etkili olan şey, önleyici danışmanlıktır. Deneyimli ve sizi yakından tanıyan bir avukat, ileride karşılaşabileceğiniz riskleri önceden görebilir ve uygun adımlarla önünü kesebilir.
Mesela, bir şirket kurma sürecinde yapılan küçük bir hata, yıllar sonra büyük vergi cezalarına veya ortaklık ihtilaflarına neden olabilir. Bununla birlikte doğru bir avukat, bu potansiyel sorunları henüz sözleşme taslağı aşamasında tespit edebilir. İşte bu, sade bir vekil değil, bir stratejik akıl ile çalışmak demektir.
Aynı şekilde bir aile hukukçusu, yalnızca boşanma davasını değil; çocuğun psikolojik gelişimini, ebeveynler arası iletişimin geleceğini, hatta aile içi şiddet riski taşıyan durumları önceden analiz edebilir. Bu da hukukun yalnızca sonuç odaklı değil, insan odaklı uygulanması gerektiğinin en somut kanıtıdır.
Avukat seçimi sürecinde atlanmaması gereken bazı temel noktalar, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından hayati öneme sahiptir. Bunları birkaç ana başlık altında özetlemek mümkündür:
Son tahlilde bir avukat seçmek, güvenilir bir liman arayışı gibidir. Dalgaların arasında yönünüzü bulmaya çalışırken, size yol gösterecek bir deniz feneri ararsınız. O ışık ne kadar sabitse, sizin de adımlarınız o kadar sağlam olur.
Doğru avukatla çalışmak, yalnızca yasal süreci kolaylaştırmaz; hayatın yükünü hafifletir, belirsizliği azaltır ve en önemlisi, sizin sesiniz olabilecek birini yanınıza almanızı sağlar.
Hayır, zor değil. Sofya’da Türkçe bilen birçok avukat bulunmaktadır ve bazı hukuk büroları özellikle Türkiye kökenli müvekkillerle çalışmaya yönelmiştir. Öte yandan Bulgaristan ve Türkiye arasında karşılıklı anlaşmalar sayesinde, bazı hukuki işlemler kolaylaştırılmıştır. Lakin tercüman gereksinimi, belge düzenlemeleri ve noter onayları gibi teknik detaylara dikkat edilmesi gerekir.
Avukat ücretleri genellikle davanın türüne, karmaşıklığına ve süresine göre belirlenir. Sabit ücret, saatlik ücret ve dava başına toplam ücret gibi farklı modeller uygulanır. Bazı durumlarda Bulgaristan Barosu’nun belirlediği asgari ücret tarifesi de baz alınır. Özellikle sözleşme öncesi yazılı teklif almak, sonradan çıkabilecek ek maliyetlerin önüne geçer.
Bu, temsilin kapsamına göre değişir. Bulgaristan'da baroya kayıtlı bir avukat yalnızca Bulgaristan’daki hukuki işlemlerde doğrudan temsil yetkisine sahiptir. Türkiye’de geçerli vekâletnameyle bazı işlemleri başlatabilir bununla birlikte mahkemelerde doğrudan temsil edemez. Buna karşın iş birliği içinde çalışan Türk ve Bulgar avukatlar, sınır ötesi işlemleri birlikte yürütebilir.
Evet. Bulgaristan’da avukatlık mesleğini denetleyen Avukatlar Yüksek Disiplin Kurulu bulunmaktadır. Bununla birlikte ilgili baroya (misal olarak Sofya Barosu) yazılı olarak şikâyet başvurusu yapılabilir. Şikâyetin konusu ücret, etik dışı davranış ya da ihmalkârlık olabilir. Yazılı delillerle desteklenen başvurular daha etkili sonuç verir.
Bazı işlemler evet, gelgelelim hukuki riski olan işlemler için avukat desteği önerilir. Özellikle mülk devri, vekâletname verme, şirket kuruluşu gibi işlemlerde belge içeriği hukuki sonuç doğurabileceği için, bir avukatın rehberliği ile ilerlemek olası hataları önler. Noter yalnızca imza onayı yapar; belge içeriğinin doğruluğundan sorumlu değildir.
Faydalı Kaynaklar
Bulgaristan Barosu (Bulgarian Bar Association) – Resmi Web Sitesi
Bulgaristan’daki avukatlar hakkında bilgi almak, avukat aramak veya resmi prosedürler hakkında güncel mevzuatı incelemek için en doğru ve resmi kaynaktır. Ekstra olarak disiplin kurulu ve şikâyet yolları hakkında da bilgiler içerir.
Bulgaristan Adalet Bakanlığı – Yargı ve Mevzuat Bilgi Merkez
Bulgaristan’daki güncel yasalar, vatandaşlık işlemleri, noter süreçleri, dava türleri ve adli sistem hakkında resmi bilgiler sunar. Yabancı uyruklu bireyler için özel başlıklar da bulunmaktadır.
Sofia Bar Association (Sofiyska Advokatska Kolegya)
Sofya Barosu’na kayıtlı avukatların listesini görüntüleyebilir, doğrudan iletişim bilgilerine ulaşabilir ve Sofya’daki avukatlarla ilgili genel bilgiler alabilirsiniz. Yerel düzeyde avukat araştırması yapanlar için oldukça faydalıdır.