Bazen haritalar, yalnızca sınırları çizmekle kalmaz; fırsatın hangi yöne aktığını da fısıldar. Bulgaristan haritasına baktığınızda da böyledir. Türkiye’ye komşu, Avrupa Birliği’nin içinde; bir ayağı doğuda, diğeri batının kalbinde. Ekonomik dalgaların sert estiği bir çağda, bu ülke yatırımcıya hem sığınak hem sıçrama tahtası olmayı başarıyor. Fakat “yatırım” dediğimiz şey, yalnızca sermaye hareketi değildir; strateji, öngörü ve doğru rehberlik ister. İşte tam burada yatırım danışmanlığı devreye girer ve Bulgaristan sahnesinde bu hizmet, bir pusula kadar değerlidir.
Bugün her yatırımcı biliyor ki bilgi, paradan daha hızlı değer kazanıyor. Ancak mevzuatın (yani devletin yatırım süreçlerini yöneten yasal kuralların) dili her zaman kolay anlaşılmaz. Kimi zaman bir cümle, birden fazla anlama kapı aralar; bu yüzden yatırım danışmanlığı, yalnızca hukuki belgeleri hazırlama süreci olarak görülmez, aynı zamanda o belgelerin ardındaki anlamı doğru yorumlama sanatıdır.
“Yatırımın kalbi cesarette atar, aklı ise danışmanda durur.” Bu söz, sahada tecrübe kazanan her girişimcinin iç sesi gibidir. Çünkü Bulgaristan’da yatırım süreci, yalnızca şirket kurmakla bitmez;
Rakamlar konuşur. Bulgaristan, Avrupa’da en düşük kurumlar vergisine (%10) sahip ülkelerden biri. Ortalama şirket kuruluş süresi 7–10 iş günü. Yani bir fikrin ticari varlığa dönüşmesi, Avrupa standardında neredeyse “göz açıp kapayıncaya” kadar gerçekleşebilir. Ama elbette, her kolaylığın ardında doğru adımları bilmek yatar.
Bir yatırım danışmanı, deneyimli bir kaptanın sezgisiyle hareket eder; denizin renginden çok akıntının yönünü hisseder, gözle görüleni aşarak derinlerdeki potansiyeli fark eder. Hukuki, mali ve operasyonel dalgaları önceden sezmek, yatırımın seyrini belirler. Bu nedenle Bulgaristan yatırım danışmanlığı hizmeti, bir “destek” unsuru olmanın ötesinde; yatırımcının akıl defterine stratejik bir ortaklık olarak yazılır ve uzun vadeli başarı yolculuğunda rehberlik görevini üstlenir.
Bu makale, yatırım kararını Avrupa’ya doğru genişletmek isteyen herkes için bir rehber olacak. Yalnızca “nasıl yapılır” sorusuna odaklanmayacağız; “neden yapılmalı” ve “nasıl sürdürülebilir hale getirilir” sorularının da peşine düşeceğiz. Çünkü yatırım, bugünün sınırlarında kalmayan bir yolculuktur; yarının hikâyesi ise her zaman doğru danışmanla yazılır.
Bir yatırımcı için dünya, satır aralarında gizlenmiş bir fırsatlar kitabıdır. Bulgaristan da o kitabın, okunmamış ama altın harflerle yazılmış bir bölümü gibi. Avrupa Birliği’nin kalbinde, Türkiye sınırının hemen ötesinde yer alan bu ülke, vergi oranlarının cazibesi, lojistik avantajları ve stratejik konumu sayesinde yatırımcıların gözünde yükselen bir yıldız hâline geldi. Bazıları bu ülkeyi “Avrupa’nın üretim atölyesi” olarak tanımlar; kimileri ise onu “küçük ama kârlı bir kapı” olarak görür. Gerçek ise şu: Bulgaristan, rasyonel yatırım planlarının romantik hikâyelere dönüştüğü ender coğrafyalardan biridir.
Ekonominin dili matematikle konuşur. Bulgaristan’da bu dilin cümleleri yatırımcı için oldukça dostçadır.
Hukuki olarak “vergi teşviki” denilen (yani devletin yatırımcıya vergi indirimi veya muafiyet tanıdığı) mekanizmalar, özellikle üretim ve teknoloji yatırımlarında aktif biçimde kullanılır. Bu sayede, kazanç elde etmenin ötesinde, sürdürülebilir büyüme de sağlam bir temele oturtulur ve uzun vadeli başarı için güvence oluşturulur. Bulgaristan’ın ekonomik defterindeki rakamlar, yalnızca gider ve gelir kalemleri olarak görülmez; her biri yeni bir fırsatın işareti olarak okunur.
Her dönem kendi altın madenini yaratır. 2025 için Bulgaristan’ın parlayan alanları şöyle sıralanıyor:
Bulgaristan, Türkiye’den Avrupa’ya açılan ticaret koridorunda bir köprüden fazlası adeta bir hızlandırıcı. İhracat yapan şirketler için hem vergisel kolaylıklar hem de AB içi serbest dolaşım ayrıcalığı, markaların Avrupa pazarına girişini kolaylaştırıyor.
“Yatırım, tek bir ülkenin sınırlarında değil, bir ekosistemin içinde filizlenir.” Bulgaristan’daki bu ekosistem, yatırımcıya yalnızca bir konum sunmakla kalmaz; stratejik bir yön ve uzun vadeli ivme kazandırır.
Bir örnek verelim; anonim bir Türk tekstil firması, 2023’te üretiminin %40’ını Bulgaristan’a taşıdı. İlk yıl sonunda elde edilen sonuçlar:
Şirketin finans direktörüyle yapılan röportajda şöyle diyor:
“Bulgaristan’da üretim yapmak sadece daha ucuz olmak anlamına gelmiyor. Bürokrasi daha sade, işlemler daha öngörülebilir. Bir anlamda, planladığımız her şey tahmin ettiğimiz gibi ilerledi.”
Bu örnek, rakamların soğuk yüzünün ardındaki sıcak gerçeği gösteriyor. Doğru lokasyon ile doğru danışmanlık bir araya geldiğinde, yatırım bir macera havasından sıyrılır ve iyi kurgulanmış, sağlam temellere dayanan bir stratejiye dönüşür. Ve işte o noktada, Bulgaristan sadece bir ülke olmaktan çıkar bir iş ortağına, bir vizyona dönüşür.
Bir yatırım hikâyesi, tek başına sermayeyle şekillenmez; doğru planlama, sağlam bilgi ve zamanında alınan rehberlikle anlam kazanır. Bizim görevimiz, bu hikâyenin her satırında yatırımcının yanında olmak kimi zaman bir harita çizer, kimi zaman da bir köprü kurar gibi. Bulgaristan’da yatırım danışmanlığı, bir “hizmet paketi” olmanın ötesinde; ülkenin ekonomik damarlarını bilen, hukuki yapısını derinlemesine anlayan bir rehberlik sanatıdır.
Yatırımın ilk adımı, doğru soruyu sormaktır. “Ürettiğim şey, Bulgaristan’da kim için değerli olur?” İşte pazar analizi tam da bu soruya cevap arar.
Lokasyon seçimi, bu pusulanın yönünü belirler. Sofya, teknoloji yatırımlarının kalbi gibiyken; Filibe (Plovdiv) lojistik merkezidir, Varna ise deniz ticaretinin kapısı. Her şehir, yatırımın farklı bir hikâyesini anlatır.
Teşvik planlamasıysa, yatırımın görünmeyen kasasıdır. Devletin sunduğu destekler örneğin “A Sınıfı Yatırımcı Statüsü” (yatırımcılara vergi indirimi ve bürokratik kolaylık sağlayan bir unvan) doğru başvuru stratejisiyle yatırım maliyetlerini ciddi oranda azaltır.
Burada danışmanın görevi, sadece belgeleri tamamlamakla sınırlı kalmaz; teşvik sisteminin mantığını çözümleyip “hangi yatırım kalemi hangi destekle örtüşür?” sorusunun yanıtını sürecin en başında netleştirmektir.
Bir şirket kurmak, bir evi inşa etmeye benzer. Temeli sağlam atmazsan, duvarlar kısa sürede çatlar. Bulgaristan’da şirket kuruluşu süreci, AB mevzuatına uygun biçimde hızlı ilerler, ortalama 7–10 iş günü.
Banka hesabı açılışı, “şirketin nefes borusu” gibidir. Bu adımda danışman hem doğru bankayı hem de hesap türünü belirlemede kritik rol oynar. Bulgaristan bankaları, yatırımcılara Euro, Leva ve USD hesaplarını bir arada sunar.
Muhasebe (yani mali kayıt ve raporlama sistemi) Bulgaristan’da titizlik gerektirir. Her ay düzenli KDV beyanı, yıllık gelir raporu ve AB içi işlemlere özel kayıt zorunludur. Burada yapılan küçük bir hata, ileride büyük cezalara dönüşebilir.
Vergi planlaması, basit bir hesaplama süreci olarak görülmez; uzun vadeli hedeflerle uyumlu, bilinçli bir strateji olarak ele alınır. Kurumlar vergisi %10’dur; ancak doğru gider yönetimiyle bu oran, efektif olarak %7–8 seviyelerine kadar düşebilir. İşte tam bu aşamada, danışmanın gerçek değeri rakamlardan ziyade vizyonu, öngörüsü ve stratejik bakış açısıyla ortaya çıkar.
Her yatırımın gölgesinde bir sözleşme vardır. Fakat sözleşme (yani iki tarafın yükümlülüklerini yazılı hale getiren hukuki belge) yalnızca imza değildir; güvenin metne dökülmüş hâlidir. Bulgaristan hukuk sistemi, AB normlarına uyumludur; bu, Türk yatırımcı için öngörülebilirlik ve güven anlamına gelir.
Danışmanlık hizmeti bu aşamada, sadece tercümanlık yapmaz; ayrıca karmaşık hukuk dilini yatırımcının anlayacağı sade bir dile dönüştüren bir “hukuki çeviri” sürecini yönetir. Çünkü mevzuat dili genellikle gri tonlardadır; biz o griyi anlaşılır bir renge dönüştürürüz.
Çalışma izni (ülkede yasal olarak istihdam hakkı) ve oturum izni (belirli süreyle Bulgaristan’da yaşama hakkı) ise yatırımcının fiziksel varlığını mümkün kılar. Uygun kategori seçimi mesela “yatırımcı oturumu” veya “yönetici statüsü” sürecin hızını belirler.
Örneğin; ülkeye 250.000 Euro üzeri yatırım yapan yabancı girişimciler, 12 ay içinde daimî oturum hakkı elde edebilir. Bu, Avrupa’da serbest dolaşımın kapısını aralayan en hızlı yollardan biridir.
Kimi zaman danışmanlık, bir satırdaki virgülü fark etmektir; çünkü o virgül, binlerce euro luk fark yaratabilir.
Bulgaristan’da yatırım danışmanlığı, yalnızca bir “hizmet zinciri” olmaktan öte; aklı sezgiyle harmanlayan, stratejiyi deneyimle buluşturan kapsamlı bir yolculuktur.
Bu süreçte her adım, yatırımcının vizyonunu somut gerçeğe dönüştürür tıpkı iyi bir orkestra şefi gibi, farklı enstrümanları tek bir melodide buluşturur.
Bazı ülkeler yatırımcıyı davet eder, bazılarıysa onu yönlendirir. Bulgaristan ikinci gruptandır burada devlet, yatırımcıya yalnızca “gel” demez; aynı zamanda “burada kal ve büyü” der. Vergi teşvikleri, istihdam destekleri ve yatırım sınıflandırmaları; hepsi bu çağrının resmî dilidir.
Ekonomik politikalar bazen görünmeyen bir el gibi davranır, ama Bulgaristan’da o el, yatırımcının omzuna dostça dokunur.
Yatırım dünyasında sınıflandırmalar, bir tür “kültürel harita” gibidir. Bulgaristan hükümeti de yatırımları A ve B sınıfı olarak ikiye ayırır.
Ancak yalnızca para miktarı yeterli sayılmaz; yatırım sürecinde istihdam yaratma kriteri de belirleyici bir unsurdur.
(A sınıfı statü, yatırımcının devlet nezdinde “öncelikli yatırımcı” sayılmasını sağlar; bu, izin süreçlerinin hızlanması ve özel danışman atanması anlamına gelir.)
Bu sınıflandırmaların ardında basit ama güçlü bir fikir vardır. “Yatırım yalnızca para değil, iş gücü getirir.”
Yani, istihdam arttıkça teşvik oranı da yükselir; bu hem sosyal hem ekonomik bir denge yaratır.
Vergi yasası (yani devletin gelir toplama kuralları bütünü), Bulgaristan’da yatırımcı lehine eğilmiş bir terazidir.
KDV ertelemesi uygulaması, büyük ölçekli yatırımlarda yatırımcıya ciddi bir nakit akışı avantajı sağlar.
Örneğin:
Bunun yanında, kurumlar vergisi muafiyeti (yani belirli bölgelerde ya da sektörlerde kazanç üzerinden vergi alınmaması) özellikle yüksek işsizlik oranına sahip bölgelerde uygulanır.
Bu bölgelerde yatırım yapan firmalar, kazançlarının %100’üne kadar vergiden muaf tutulabilir.
Bu uygulama, sadece bir teşvik unsuru olarak görülmez; aynı zamanda devletin ekonomik dengeyi bölgesel düzeyde yeniden şekillendirme stratejisidir.
Basitçe söylemek gerekirse; Bulgaristan’da vergi sistemi, yatırımcıya “ödül mantığıyla” çalışır kim daha çok üretir ve istihdam yaratırsa, o kadar az vergi öder.
Her ekonominin kendi kahramanları vardır; Bulgaristan’da bu kahramanlar, öncelikli yatırım projeleri olarak adlandırılır.
Bu statü, yüksek sermaye gerektiren yatırımların yanı sıra stratejik değer ve sürdürülebilir etki sunan projelere tahsis edilir.
Kriterler arasında:
Bu projelere tanınan ayrıcalıklar arasında:
Bir bakıma bu statü, yatırımcıya devletin “mavi kartını” sunar yani, kapılar önceden açılır, engeller erkenden kaldırılır.
Yatırım teşvikleri bir ülkenin niyet beyanıdır. Bulgaristan’ın bu konudaki niyeti oldukça nettir. “Yatırımcının kazancı bizim büyümemizdir.”
Bu yaklaşım, kâğıt üzerindeki ifadelerin ötesine geçer; uygulamada da somut sonuçlarıyla kendini gösterir. Dolayısıyla Bulgaristan’da yatırım yapmak, bugünün getirilerinden çok daha fazlasını temsil eder; uzun vadeli ekonomik ortaklığın ilk adımı, istikrarlı büyümenin temeli olur.
Her yatırım, kendi yolculuğunun hikâyesini yazar. Bu yolculuğun yön levhaları yalnızca haritalarda kalmaz; belgelerin arasında, imzaların satır aralarında, bankaların koridorlarında ve toplantı masalarının üzerinde gizlenir.
Bulgaristan’da bir yatırım süreci, ilk adımdan faaliyete kadar ortalama 90 günlük bir rotaya sahiptir. Fakat bu zaman dilimi, bir takvim sayısından çok daha fazlasını anlatır; dikkat, planlama ve koordinasyon.
Tıpkı bir orkestranın provaları gibi, her aşama bir sonrakine hazırlanır. İşte bu süreçte danışmanın rolü, baton tutan şef gibidir. Hangi enstrüman ne zaman devreye girecek, hangi belge kimin masasına gidecek… hepsi planlı bir senaryoya bağlıdır.
Yolculuk şirket tesciliyle başlar. Bulgaristan’da bu adım genellikle 7 ila 10 iş günü sürer.
Ardından banka hesabı açılışı gelir. Bu adım, işletmenin nefes almaya başlaması gibidir. Şirketin adı, vergi numarası ve kuruluş sertifikasıyla birlikte Bulgaristan bankalarından biri seçilir.
Birçok yabancı yatırımcı, çoklu para birimli hesap (Euro–Leva–USD) açmayı tercih eder. Çünkü ticaretin dili sınır tanımaz, para birimleri de öyle.
Bu aşamada yapılan en yaygın hata, banka hesap açılışını “formaliteden ibaret” sanmaktır. Oysa bankalar, finansal geçmişi, sermaye kaynağını ve yatırım planını dikkatle inceler. Danışman bu noktada devreye girer; belgelerin dilini, bankanın beklentisine çevirir.
Şirket kuruldu, hesap açıldı. Peki ya şimdi? İşte burası operasyonun kalbi.
Bir danışmanın önemi tam da bu aşamada belirginleşir. Çünkü mevzuat (yani resmi düzenleme ve kurallar bütünü), detaylarda gizlidir. Yanlış bir bordro kaydı ya da eksik bir beyanname, ileride büyük cezalar getirebilir.
İşe alım tarafında, Bulgaristan’ın işgücü piyasası yatırımcıya avantaj sağlar:
Yani hem nitelikli hem ekonomik bir iş gücü mevcuttur.
Sürecin üçüncü perdesi, yatırımın “ödüllendirildiği” noktadır. Teşvik başvurusu (devletin yatırımcıya vergi indirimi, altyapı desteği veya nakit destek sağladığı resmî talep) yapılır.
Değerlendirme süresi genellikle 45–60 gün arasındadır. Onaylandığında, yatırımcıya vergi indirimi, KDV ertelemesi ve hızlandırılmış izin süreçleri tanınır.
Ardından raporlama dönemi başlar. Bu, yatırımcının teşvik şartlarına uygun şekilde hareket ettiğini gösterdiği aşamadır. Her yıl istihdam, üretim kapasitesi ve mali performans raporları sunulur.
Bu raporlar, sadece devletin denetimine sunulmakla kalmaz; yatırımcının kendi gelişimini değerlendirmesi, ilerlemesini objektif biçimde görmesi için de bir ayna işlevi görür.
Yatırım süreci, aceleyle koşulan bir maratona benzemez; bilinçli adımlarla ilerleyen, dengeli tempoya sahip uzun bir yürüyüştür. Her adım, sürdürülebilir başarının temelini oluşturur. Her adımın kendi ritmi vardır; danışmanlık bu ritmi senkronize eder. Kuruluş, izin, işe alım, raporlama... her biri, Bulgaristan’da atılan sağlam bir iş temeli için gereken taşlardır.
Ve bu taşlar yerli yerinde durduğunda, yatırım artık bir hedef olmaktan çıkar; zamana direnen, kalıcı bir esere dönüşür.
Yatırımın büyüsü, bir fikri somut bir yapıya dönüştürme cesaretindedir. Ama her cesur adım, bilinçli bir hesap gerektirir. “Ne kadar sürer?”, “Kaça mal olur?”, “Hangi belgeler gerekir?”, “Hangi sektörlerde avantaj var?”, “Riskler neler?” gibi sorular… bunlar bir yatırımcının sabah kahvesi kadar vazgeçilmezidir. Bulgaristan’da yatırım süreci, bu soruların hepsine rakamsal ama aynı zamanda insani bir yanıt verir.
Zaman, yatırımcının görünmeyen sermayesidir.
Yani toplamda, fikirden resmî faaliyete geçiş yaklaşık 90 gün sürer.
Bu, Avrupa ortalamasına göre oldukça hızlıdır.
Ama burada “hız”, aceleyle hareket etmekten ziyade, adımların birbiriyle uyum içinde ilerlediği planlı bir süreç yönetimini anlatır.
Bir danışmanın rehberliği, bu sürenin yarıya inmesini sağlayabilir tıpkı ustalıklı bir satranç hamlesi gibi, birkaç adımı önceden görerek.
Yatırımcının elindeki belgeler, aslında geleceğe atılan imzaların önsözüdür.
Bulgaristan’da süreç için gerekli temel evraklar:
Bu belgeler, danışmanlık süreciyle hazırlanır; çeviriler noter onaylı yapılır. Evrakların doğru sırada teslim edilmesi, sürecin sorunsuz ilerlemesinde kritik bir rol oynar.
2025 itibarıyla Bulgaristan’da yatırımcıların yöneldiği başlıca sektörler:
Bu sektörlerde yatırım yapan şirketlerin ilk üç yılda büyüme oranı ortalama %18–25 arasında.
Yani Bulgaristan, yalnızca “ucuz üretim” anlayışıyla anılmaz; aynı zamanda yatırımcılara verimli biçimde büyüyebilme ve ölçeklenme olanağı sunar.
Hiçbir yatırım denizi dalgasız değildir. Ancak dalgaları tanıyan kaptan, batmaz.
Bulgaristan’daki temel riskler ve karşı önlemler:
Risk, kaçınılması gereken bir unsur olarak görülmez; yönetildiğinde fırsata dönüşen, yatırımın olgunluk sınavını temsil eden bir gerçektir. Ve iyi yönetilen risk, avantaja dönüşür.
Bir yatırım sürecinin sonu, aslında yeni bir başlangıçtır. Süre, maliyet, evrak, sektör ve riskleri bilmek geleceğe hazırlanmanın en sessiz ama en güçlü yoludur. Çünkü başarı, çoğu zaman “hazırlığın şansı yakaladığı an”dır.
Bir ülke bazen yalnızca coğrafyasıyla konuşmaz; vizyonu, girişimcisine sunduğu cesaret ve geleceğe uzanan yol haritasıyla da kendini anlatır. Bulgaristan, o sessiz vizyoner ülkelerden biridir. Haritada küçük görünür, fakat yatırımcıya sunduğu imkânlar devasa bir kapı gibidir; vergiler düşük, süreçler sade, iş gücü nitelikli, Avrupa’ya açılan pazar kapısı ardına kadar açık.
Yatırım, bir matematik denklemi olmaktan çok, bir hikâye anlatısıdır. Ve bu hikâyede Bulgaristan, hem sahne hem de ortak oyuncu rolünü üstlenir. Şirketini burada kuran, yeni bir ticari varlık oluşturmanın ötesinde, Avrupa ekonomisinin nabzında atan güçlü bir damar inşa eder.
Bir danışman eşliğinde yürütülen yatırım süreci, belirsizlikleri saydamlaştırır; karmaşık hukuki (yani yasal) süreçleri sadeleştirir ve yatırımcıya sadece “başlamak” değil, “devam etmek” için de güç verir.
Şimdi o hikâyenin son sayfasındayız… ama aynı zamanda yeni bir başlangıcın eşiğinde.
Çünkü her başarılı yatırımcı bilir; bilgi paylaştıkça büyür, kararlar atıldıkça netleşir.
Belki de bugün, kendi Avrupa hikâyeni yazmanın tam zamanıdır.
Neden Bulgaristan'da Şirket Kurmalısınız?
Bulgaristan'da Şirket Kuruluşu İçin Avukat Desteği
Evet, mümkün ancak şartları bankadan bankaya değişir. Genelde kurumsal kredi kullanımı için şirketin Bulgaristan’daki iş planı, geçmiş finansal tablolar (eğer varsa), teminat ve nakit akışı projeksiyonu istenir. Bazı bankalar, özellikle yeni kurulmuş yabancı şirketlere kredi vermekte çekingen davranabilir; çünkü kredi riski değerlendirilmesinde ülke dışı yatırımcıların finansal şeffaflığı önem kazanır. Bu durumda, danışmanlık hizmeti, bankayla ilişki kurulması, kredi dosyasının profesyonel hazırlanması ve teminat seçeneklerinin sunulmasında kritik rol oynar.
Bulgaristan’da yatırım yaparak oturum izni almak mümkündür. Genellikle yatırım projeleri karşılığında verilen oturum izinlerinin süresi 1 ila 5 yıl arasında değişir. Bu izin, yatırımın devam etmesine bağlıdır; yani şirket faaliyet göstermeli, istihdam taahhütleri yerine getirilmeli ve raporlama yükümlülükleri yapılmalıdır. Ayrıca yatırımcının, oturum izni süresince Bulgaristan’da fiziksel olarak belirli süre kalması şartı olabilir. (Burada “oturum izni” denilen şey, kişinin Bulgaristan’da yasal ikamet hakkı kazanmasıdır.)
Yatırım teşvikleri devletin verdiği avantajlardır; ancak bunlar bazen ekonomik veya idari risklerle karşılaşabilir. Örneğin, teşvik sürecinde idari değişiklikler, bölgesel politikalar değişimi ya da devlet kurumlarındaki aksaklıklar yatırımcıyı belirsizliğe açık bırakabilir. Bu nedenle bazı yatırımlarda devlet destekli sigorta (örneğin yatırımların garanti sigortası) ya da güvence mekanizmaları talep edilir. Bu, yatırımcının teşvik ödemesi veya vergi avantajının kesilmesi durumunda korunmasını amaçlar. Bazı büyük projelerde, devlet garantileri, kredi teminatları veya altyapı taahhütleri de verilebilir.
Evet, e-ticaret işleri farklı vergi ve operasyonel dinamiklere sahip olabilir. Örneğin internet üzerinden Avrupa içi satış yapan bir şirket, AB içi KDV düzenlemeleri, dijital hizmet vergisi gibi mevzuatlarla karşılaşır. E-ticaret modeli, stok yönetimi, lojistik, gümrük işlemleri ve teslimat zinciri açısından farklı riskler içerir. Avantajı ise fiziksel altyapı maliyetlerinin daha düşük olması, sınır ötesi satış potansiyelinin yüksek olmasıdır. Danışmanlık çerçevesinde e-ticaret şirketine özel pazar altyapısı analizi, lojistik partner seçimi ve AB KDV yükümlülükleri planlaması yapılmalıdır.
Yatırım projelerinde “leva / euro / döviz” arasındaki kurlar önemli finansal belirsizlik kaynağı olabilir. Örneğin Türk yatırımcı, maliyetlerini TL ya da euro bazında planlarken Bulgaristan’da gelirleri leva bazında gerçekleşebilir. Kur farkı geliri veya gideri oluşturabilir. Bunu yönetmenin bazı yöntemleri:
Faydalı Kaynaklar
InvestBulgaria Agency (IBA) – Bulgaristan Yatırım Ajansı
https://investbg.government.bg/
Yatırım teşvikleri, yatırım projeleri, devlet destekleri ve bölgesel fırsatlar hakkında resmi bilgiler sunar.
National Statistical Institute (NSI) – Bulgaristan Ulusal İstatistik Kurumu
İhracat-ithalat, ekonomik veriler, sektörel analizler ve sosyal demografik istatistikler için başvurulacak bir kaynak.
