Bir ülkenin ekonomik cazibesi, bazen tabelalardaki dillerden, bazen de banka dekontlarındaki rakamlardan okunur. Bulgaristan tam da bu sessiz satırlarda, Avrupa’nın gölgesinde parlayan küçük bir dev gibi duruyor.
Peki, neden Bulgaristan'da şirket kurmalısınız? Son yıllarda bu soru, girişimcilerle birlikte vergi danışmanları, dijital göçebeler ve uluslararası yatırımcılar arasında da gündem oluşturuyor. Avrupa Birliği üyesi bir ülke düşünün; kurumlar vergisi yalnızca %10, temettü vergisi ise ortalama bir kahve fiyatı kadar düşük. Düşük maliyet, stratejik konum, yasal güvence (yani şirketlerin AB hukukuna uygun, yatırımcı dostu bir zeminde faaliyet göstermesi) ve sade bürokratik süreçler kulağa neredeyse “ütopya” gibi geliyor, değil mi?
Ama işin sihri sadece rakamlarda değil. Bulgaristan, bir yandan AB’ye açılan kapı olma ayrıcalığını taşırken, diğer yandan da “gereksiz kâğıt işleri” olarak gördüğümüz bürokratik labirentleri basitleştirmeyi başarmış bir sistem sunuyor. Bir başka deyişle; burada şirket kurmak, Avrupa’da bir adım atmanın en düşük maliyetli ve en yüksek getirili yollarından biri haline geldi.
Bu makalede, yalnızca “nasıl kurulur” değil, neden Bulgaristan'da şirket kurmalısınız sorusunun ardındaki ekonomik, hukuki ve pratik temellere birlikte bakacağız. Rakamlarla konuşacak, örneklerle düşünecek, bazen de parantez içinde “hukuk dilini” sadeleştirip bir dost sohbetine çevireceğiz. Çünkü mesele sadece bir şirket kurmanın ötesinde; doğru zeminde kök salmak meselesi.
Ekonomik bir tablo düşünelim; Avrupa Birliği sınırları içinde, karmaşık vergi labirentlerinden sıyrılmış, sadece tek bir satırda sade bir rakam duran bir tablo. O rakam %10. Bulgaristan’da kurumlar vergisi oranı yani şirket kazancınız üzerinden devlete ödenen pay yalnızca bu kadar.
Bu oran, AB ortalamasının yarısından bile düşük. Almanya’da %30’lara, Fransa’da %25’lere çıkan vergi yüküyle kıyaslandığında Bulgaristan, adeta “mütevazı ama kârlı” bir kulüp üyesi gibi duruyor.
Bu vergi, Bulgaristan’da kayıtlı tüm tüzel kişilikler (yani resmî olarak tanınan şirketler) için geçerli. İster yerli ister yabancı yatırımcı olun, aynı orandan faydalanabiliyorsunuz. Üstelik bazı bölgelerde özellikle ekonomik kalkınma bölgelerinde yatırım teşviki olarak bu oran ek indirimlerle daha da aşağı çekilebiliyor.
Bu durumun anlamı basit. Kârınızın %90’ı cebinizde kalıyor. Devlet, yatırımcıyı kazancının ortağı yapmak yerine, onu destekleyen bir rol üstleniyor. Bir ekonomist şöyle derdi: “Vergi oranı düşük olan ülke, sermayenin akış yönünü belirler.” Bulgaristan da bu basit kuralın sessiz galiplerinden biri.
Bir şirket kurduğunuzda, elbette tablo yalnızca kurumlar vergisiyle sınırlı değil. Ancak Bulgaristan, diğer vergilerde de göze hoş gelen sadeliği koruyor.
Basitçe söylemek gerekirse; sistem karmaşıklık yerine öngörülebilirlikle çalışıyor. Yatırımcı bilir ki, sürpriz vergi değişiklikleri yerine, önceden öngörülebilir maliyetlerle hareket edecek. Bu da uzun vadede güven hissini pekiştiriyor.
Bazı girişimciler bu tabloyu “vergi cenneti” olarak nitelese de aslında Bulgaristan bir “vergi disiplini ülkesi”. Çünkü burada düşük oranlar, düzenli denetimle dengeleniyor. Yani devlet, “az alayım ama herkes düzenli ödesin” anlayışında.
Bu farklar, küçük işletmeler için “hayatta kalma payı”, büyük yatırımcılar içinse “stratejik üstünlük” anlamına geliyor.
Ve evet, bütün bu avantajlar düşük vergi oranı, sade mevzuat (yani anlaşılması kolay yasal kurallar) ve AB erişimi birleştiğinde, Bulgaristan bir yatırım masalına dönüşüyor. Ama bu masalın kahramanı şans yerine mali akıldır.
Bir şirket kurmak… kulağa hep büyük bir macera gibi gelir.
Kimi zaman bir masanın üzerindeki dosyalar arasında kaybolmak, kimi zaman da imza kaleminin ucunda yeni bir hayat başlatmak gibidir bu süreç. Fakat Bulgaristan’da durum biraz farklıdır. Bürokrasi (yani devletin resmî işleyiş sistemi) burada sizi yavaşlatmak yerine, doğru adımları atmanız için vardır. Belgeler dağınık yerine düzenli, işlemler aylar sürmek yerine günler içinde tamamlanabilir.
Aşağıda, bu süreci bir harita gibi düşünebilirsin. Hedef belli; şirketini Bulgaristan’da resmî olarak kurmak ve işe başlamak.
Hangi şirket türleri (OOD/LTD vs AD) ve asgari sermaye
Önce karakteri seçmek gerekir tıpkı bir roman yazarken kahramanına isim vermek gibi. Bulgaristan’da en yaygın iki şirket tipi şunlardır:
Asgari sermaye miktarları ise oldukça makul:
Yani, Bulgaristan’da girişimci olmak için servet gerekmez. Bu düşük giriş eşiği, özellikle teknoloji ve hizmet sektöründeki küçük ölçekli işletmelerin ülkeye akın etmesini sağlamıştır.
Buna rağmen, bazı yatırımcılar daha profesyonel bir imaj için sermayeyi sembolik yerine anlamlı bir düzeyde belirlemeyi tercih ederler. Çünkü “2 leva ile kurulan şirket” kulağa hoş gelse de yatırımcı ilişkilerinde güven faktörü bazen rakamla başlar.
Bir orkestranın sırayla sahneye çıkması gibi, şirket kurulumunda da her adım birbirini takip eder:
Tüm bu süreç, profesyonel bir danışman yardımıyla genellikle 5 ila 10 iş günü içinde tamamlanır.
Avrupa’da bu kadar kısa sürede şirket kurabileceğiniz ülke sayısı iki elin parmaklarını geçmez.
“Ben Bulgaristan’a gitmeden şirket kurabilir miyim?” sorusu, özellikle son yıllarda dijital göçebeler ve e-ticaret sahipleri arasında sıkça soruluyor.
Cevap: Evet, mümkündür.
Bulgaristan’da birçok danışmanlık ve hukuk firması, vekâletname (yani bir kişiye sizin adınıza işlem yapma yetkisi veren resmî belge) aracılığıyla süreci uzaktan yönetebiliyor.
Böylece yatırımcı kendi ülkesinden çıkmadan, sadece noter onaylı belgelerle şirketini kurabiliyor.
Maliyet tahmini (2025 itibarıyla):
Toplamda 500–1.000 Euro aralığında bir bütçeyle, AB uyumlu bir şirket kurmak mümkün.
Bu miktar, bazı Batı Avrupa ülkelerinde yalnızca noter randevusuna ödenen ücret kadar.
Üstelik kurulum tamamlandıktan sonra banka hesabı açma, muhasebe desteği ve vergi danışmanlığı gibi hizmetler de genellikle aynı paket içinde sunuluyor.
Bir bakıma, “şirket kurmak” burada yalnızca bir prosedür yerine bir hizmet modeli olarak işliyor.
Bulgaristan’da şirket kurmak, bir duvar örmekten çok bir köprü inşa etmeye benzer.
Adımlar net, maliyet düşük, zaman yönetilebilir.
Yatırımcı için en kıymetli üç şey belirlilik, hız ve güven bu süreçte yan yana durur.
Bir işletmenin kaderi, çoğu zaman “gelir” kadar “gider” kalemlerinde gizlidir. Kimi zaman bir şirketin ayakta kalmasını sağlayan unsur yüksek satışlar yerine, akıllıca yönetilen maliyetlerdir. İşte tam da bu noktada Bulgaristan, Avrupa’nın sessiz ama dikkatli oyuncusudur ne en ucuzdur ne de en pahalı ancak verimlilik/harcama dengesi bakımından benzersiz bir konumdadır.
Aşağıda, işletme giderlerini parça parça ele alarak bu tabloyu netleştirelim.
Bir şirketin “nefes aldığı yer” ofisidir. Ancak o nefesin maliyeti Londra’da ciğer yakarken, Sofya’da hâlâ taze bir dağ havası gibidir.
Kısacası, aynı kaliteyi Batı Avrupa maliyetinin üçte biri fiyatına elde edebilirsiniz.
Birçok yabancı yatırımcı, “ofisim Berlin’de, muhasebem Sofya’da” modelini bu nedenle seçiyor.
Sosyal güvenlik sistemi (yani çalışan ve işverenin sigorta primleri) Bulgaristan’da oldukça makul bir dengeye oturtulmuş durumda.
Toplam sosyal güvenlik katkısı, %32,7 civarındadır; bunun yaklaşık %19,62’si işveren, %13,78’i çalışan tarafından ödenir.
Ancak burada çok önemli bir kavram devreye girer. Sosyal Güvenlik Kapsı (Cap).
Bu, primlerin belirli bir gelir eşiğine kadar ödenmesi anlamına gelir yani maaş ne kadar yüksek olursa olsun, belirli bir seviyenin üzerinde prim artmaz.
2025 itibarıyla bu üst sınır 3.750 BGN civarındadır.
Bu da şu anlama gelir; bir çalışan 7.000 BGN maaş alsa bile, prim ödemeleri 3.750 BGN üzerinden hesaplanır.
Sonuç; yüksek gelirli çalışanlar için daha düşük efektif işveren maliyeti ve rekabetçi maaş yapılandırması mümkündür.
Bu sistem, özellikle teknoloji ve danışmanlık sektörlerinde Bulgaristan’ı “vergi dostu maaş cenneti” haline getirmiştir.
Yani yüksek maaşlı bir profesyonel için şirketin maliyeti Avrupa ortalamasına göre %25–30 daha az olabilir.
Dünya artık ofis duvarlarına sığmıyor.
Bulgaristan, bu yeni dönemin farkında olan ülkelerden biri; “çalışmak” artık mekânla sınırlı kalmayıp, bir bağlantı biçimi haline gelmiş durumda.
Uzaktan Kurulum ve Yönetim:
Şirket sahipleri çoğu işlemi çevrimiçi yapabiliyor. E-Government (yani dijital devlet sistemi) sayesinde vergi beyanı, KDV bildirimi, bordro işlemleri tamamen dijital.
Hatta Bulgar muhasebe firmalarının %80’i uzaktan hizmet modeline geçmiş durumda.
Bir örnekle somutlaştıralım:
Almanya’da aynı işi yapan bir destek ekibinin yıllık maliyeti ortalama 180.000 Euro iken, Bulgaristan’da benzer bir ekip 70.000–80.000 Euro arasında maliyetle çalışabiliyor.
Bu fark, bazı şirketler için yalnızca tasarruf sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda hayatta kalma stratejisi haline geliyor.
Bulgaristan, işletme maliyetleri açısından Avrupa’nın mantıklı orta noktasıdır.
Ne aşırı ucuz ne de lüks bir pazar; ancak kazandığınız her avronun daha verimli kullanıldığı bir ekosistem.
Tıpkı iyi planlanmış bir satranç hamlesi gibi; bir taşla birkaç avantaj elde edersiniz düşük gider, yüksek verim, esnek yönetim.
İşte bu yüzden, Bulgaristan’da şirket kurmak yalnızca bir ekonomik tercih olmaktan öte, aynı zamanda stratejik bir vizyondur.
Avrupa Birliği’ne kapı açmak, bir ülkenin haritasında sadece coğrafi bir nokta satın almak demek değildir; o kapı, aynı zamanda düzen, pazar büyüklüğü ve finansman akışının da anahtarıdır. Bulgaristan, bu anahtarı elinizin altına koyuyor hem yasal çerçeve açısından uyumlu hem de fonlarla desteklenen bir pazar sunuyor. Aşağıda bu avantajları hem somut hem de sohbet usulüyle (bazen kısa, bazen uzun cümlelerle) ele alıyorum. Hukuki terimler geçtiğinde parantez içinde sade açıklamalar var.
Bulgaristan, 2007’den beri Avrupa Birliği üyesi; yani şirketiniz burada kurulunca otomatikman AB pazarına “erişim bileti” almış olur. Bu ne demek? Ürün ve hizmetlerinizi AB içinde daha kolay dolaştırırsınız; teknik standartlar, güvenlik sertifikaları ve tüketici hukuku açısından da EU normlarına tabisiniz yani “aynı kurallar, daha geniş pazar.”
Bu uyumun pratik etkisi şu; bir yazılım hizmeti geliştiriyorsanız, veri işleme ve veri koruma düzenlemeleri (ör. GDPR Kişisel Verilerin Korunması) AB standardında olduğundan, müşterilere “uyumlu” olduğunuzu göstermek daha kolaydır. Bu, özellikle kurumsal müşteri kazanımında para değerinde bir itibar sağlar.
Burası yatırımcı için belki de en somut avantajlardan biri; AB bütçesinden ve programlarından sağlanan fonlar. Yapısal fonlar, yeniden yapılandırma araçları ve özel programlar (ör. Recovery and Resilience Facility toparlanma ve dayanıklılık fonu) yerel projelere büyük ölçekli destek sunuyor. Bu fonlar, altyapıdan dijitale, enerji projelerinden KOBİ desteklerine kadar geniş yelpazede kullanılabiliyor.
Nasıl başvurulur? Kısa bir yol haritası:
(Kısa not: Hibeler genelde rekabetçidir; iyi hazırlanmış teknik ve finansal dosya, şansı dramatik şekilde artırır.) Bir yatırımcının aklında bulundurması gereken pratik gerçek fonlar sermaye maliyetini düşürür, riski paylaşır ve projeyi “daha büyük” düşünmeye zorlar.
Burası son dönemde en çok konuşulan konu. Bulgaristan’ın euro’ya katılımı. 1 Ocak 2026 itibarıyla ülkenin resmi para biriminin euroya dönüşmesi onaylandı; yani lev’in euroya sabitlenmiş hali resmî para birimine dönüşecek. (Konvertibilite ve sabit dönüşüm oranı: 1 EUR = 1.95583 BGN.) Bu adımın işletmeler için birkaç pratik sonucu var.
Euro’ya geçiş, Bulgaristan’ı “hem coğrafi hem finansal” bir merkez haline getirebilir. Ancak bunun gerçekleşmesi için şirketlerin operasyonel altyapılarını (fiyatlandırma, muhasebe, banka ilişkileri) proaktif şekilde güncellemesi gerekiyor; yoksa kısa vadede küçük sürtünmeler yaşayabilirsiniz.
Bulgaristan, sadece düşük maliyetli bir üretim lokasyonu sunmakla kalmayıp, AB içindeki konumu, fonlara erişimi ve yaklaşmakta olan euro entegrasyonu sayesinde stratejik bir sıçrama tahtası oluşturuyor. Eğer hedefiniz AB pazarında büyümekse, burada attığınız adım yalnızca şirket kurmakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda bir kıtada rekabet etme hazırlığıdır.
Her yatırımın bir öteki yüzü vardır; paranın gölgesi, fırsatların ışığında belirir. Bulgaristan cazip bir pazar olsa da her girişimci için doğru çözüm olmayabilir. Bu bölümde, riskler, sınırlamalar ve alternatif ülkelerle karşılaştırmalar üzerinden değerlendirme yapacağız.
Bulgaristan’da resmi dil Bulgarca. İşlemler, resmî belgeler ve bazı yerel kurumlarla yazışmalar için dil bilgisi zorunludur. Çoğu danışmanlık firması İngilizce hizmet sunsa da yerel ofisler ve belediyeler bazen yalnızca Bulgarca yanıt verir.
Bürokrasi (yani resmi işlemler) Batı Avrupa kadar karmaşık görünmüyor; ancak bazı süreçler hâlâ manuel ve eski usulde ilerliyor; noter onayları, imza sirküleri veya belediye izinleri birkaç gün gecikebilir. Bu durum, özellikle hızlı kurulum yapmak isteyen startup’lar için küçük bir sürtünme yaratır.
Sektör bazlı sınırlamalar da var:
Bulgaristan, girişimciler için genellikle esnek bir ortam sunar, ancak sektörünüz özel düzenlemelere tabi ise önceden detaylı hukuki danışmanlık almak şarttır.
Bankacılık sistemi AB standartlarına uygun olmasına rağmen bazı küçük engeller mevcut:
AML (Anti-Money Laundering Kara Para Aklamayı Önleme) ve compliance (uyum) gereksinimleri, özellikle yüksek meblağlı transferlerde sıkı uygulanır.
Bu, düşük maliyetli iş modeli planlayan şirketler için ek işlem süresi ve maliyet anlamına gelir:
Özetle, Bulgaristan’da bankacılık ve uyum yükü yönetilebilir, ancak tamamen sıfır değildir.
Bir yatırımcı için karar süreci genellikle şu sorularla başlar:
Bu karar ağacı, yatırımcının risk toleransı, sektör ve operasyonel önceliklerini netleştirmesine yardımcı olur.
Her ülkenin avantajı ve sınırlamaları vardır. Bulgaristan, düşük vergi oranları, uygun maliyetler ve AB erişimi ile cazip bir seçenek sunar; ancak hızlı kurulum, bankacılık kolaylığı veya sektörel özel izinler gibi öncelikleriniz varsa alternatif ülkeler daha uygun olabilir.
Özetle, Bulgaristan “stratejik yatırım ve maliyet dengesi” isteyen girişimciler için ideal; ama her zaman her durum için en uygun değildir.
Tüm bu başlıkları ve örnekleri göz önüne aldığımızda, Bulgaristan, sadece düşük vergi oranları sunmakla kalmayıp, aynı zamanda AB’ye erişim sağlayan, maliyet avantajlarıyla girişimcileri destekleyen ve esnek iş yapısı imkânı veren bir yatırım sahasıdır. Kurulum süreci hızlı, operasyonel maliyetler makul ve sosyal güvenlik ile uyum yükleri öngörülebilirdir. Tabii ki her yatırımın riskleri vardır; dil bariyerleri, sektör bazlı düzenlemeler ve bankacılık prosedürleri gibi konular dikkatli planlama gerektirir.
Bulgaristan’da şirket kurmak, kısa vadeli kazanç sağlamanın ötesinde, uzun vadeli stratejik bir adım olarak görülmelidir. Eğer doğru adımlar atılır ve süreçler titizlikle yönetilirse, ülke hem yatırımcı hem de şirket için sürdürülebilir bir büyüme alanı sunar.
Yatırım yolculuğunuzu daha da güvenli ve etkili kılmak için şu kaynaklardan faydalanabilirsiniz:
Bu kaynaklar, makalede değindiğimiz adımlar ve stratejilerle birleştiğinde, Bulgaristan’da şirket kurma sürecinizi hem hızlandıracak hem de olası riskleri minimize edecektir.
Hayır, Bulgaristan’da şirket kurmak için Bulgar vatandaşlığı şart değildir. Yabancı yatırımcılar da %100 yabancı sermayeli şirket kurabilirler. Tek gereklilik, şirket kurulumunda kullanılacak resmî belgelerin (pasaport, vekâletname vb.) doğru ve noter onaylı olmasıdır. Ayrıca, AB vatandaşı olmayan yatırımcılar için bazı banka ve vergi işlemlerinde ek doğrulama adımları gerekebilir.
Standart prosedürler takip edildiğinde şirket kurulum süresi genellikle 5–10 iş günü arasındadır. Bu süre; isim rezervasyonu, ana sözleşme, banka hesabı açılışı, Ticaret Sicili tescili ve KDV kaydı işlemlerini kapsar. Uzaktan kurulum veya vekâletle kurulumda, danışmanlık firmaları süreci hızlandırabilir.
Yıllık maliyet; şirket türü, çalışan sayısı ve hizmet kapsamına göre değişir. Ortalama olarak:
En yaygın ve yatırımcı dostu tür OOD (Limited Liability Company / Ltd)’dir. Düşük asgari sermaye (2 BGN) ve sınırlı sorumluluk prensibi (ortaklar yalnızca yatırdıkları sermaye kadar sorumludur) ile özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler için idealdir. Büyük ölçekli projeler veya halka arz planlayan girişimler için ise AD (Joint Stock Company / Anonim Şirket) tercih edilebilir.
Evet, her şirketin Bulgaristan vergi numarası (Bulgarca: BULSTAT veya VAT numarası) alması zorunludur. KDV mükellefi olmayan şirketler bile BULSTAT numarası almalıdır; KDV kaydı ise yıllık cironun 100.000 BGN’yi aşması durumunda zorunlu hale gelir. Bu numara, şirketin resmi kimliği ve vergi işlemlerinin temelini oluşturur.
Faydalı Kaynaklar
Bulgaristan Ticaret Sicili (Commercial Register)
Bulgaristan’da şirket tescil süreçleri ve resmi bilgiler için birincil kaynaktır.
https://www.registryagency.bg/en/
Avrupa Komisyonu — AB İşletme ve Yatırım Rehberi
AB üyesi ülkelerde yatırım, fonlar ve mevzuat hakkında resmi rehber.
https://ec.europa.eu/growth/single-market_en
Bulgaristan Gelir İdaresi (National Revenue Agency)
Vergi oranları, KDV ve diğer resmi vergi bilgileri için resmi kaynak.
https://nra.bg/en