Her coğrafyanın kendi sırları, kendi fırsat dili vardır. Bulgaristan; Avrupa Birliği’nin güneydoğu ucunda hem Batı’nın mali disipliniyle hem de Doğu’nun iş gücü cazibesiyle yoğrulmuş, sessiz ama kararlı bir oyuncudur. Fakat bu sessizlik aldatmasın sizi. İş dünyasında, en karlı hamleler en az konuşulanlardan çıkar. İşte tam da bu noktada Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı, tek başına bir hizmet olmanın ötesinde; bir pusula, hatta deyim yerindeyse bir dürbün işlevi görür. Çünkü Bulgaristan’da yatırım yapmak; mevzuat (kanuni düzenlemeler), vergi avantajları ve teşvikler üçgeninde dönen, çoğu zaman yabancı yatırımcının gözünden kaçan karmaşık bir oyunu çözmeyi gerektirir.
O vakit neden Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı bu kadar önemli? Çünkü burada yalnızca “şirket kurmak” tan söz etmiyoruz; Bulgaristan Ticaret Sicil Kayıtları (şirketin yasal varlığını kanıtlayan resmi veri) üzerinden adım adım ilerlenen, yatırımcı vizesi gibi bürokratik geçitlerden geçilen ve zaman zaman hukuki destek olmadan ilerlemenin mümkün olmadığı çok katmanlı bir süreçten bahsediyoruz. Kimi girişimciler bu süreci, açık denizde rotasız bir tekneyle yön bulmaya çalışmakla bir tutar; kimi ise, doğru danışmanlıkla bu coğrafyada kendi limanını bulan kaptanlara dönüşür.
Eğer siz de bu yolculuğun kaptanı olmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz. Çünkü bu yazı yalnızca bilgilendirme yapmayacak, aynı anda Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı alanında yıllara dayanan saha tecrübelerini, istatistiklerle, örneklerle ve yorumlarla önünüze serecek. Hazırsanız başlayalım: yatırımın diliyle konuşmayı, ama insan gibi anlaşmayı bilen bir yazıya hoş geldiniz.
Yatırım, çoğu zaman bir satranç tahtası gibidir; taşları doğru dizmek, doğru hamleyi doğru zamanda yapmak gerekir. Buna karşın bazı ülkeler bu tahtada diğerlerinden birkaç adım öndedir. Bulgaristan, özellikle son 15 yılda yatırımcılar için tıpkı fırsatların buluştuğu bir kavşak haline gelmiştir. Sunduğu ekonomik, hukuki ve coğrafi avantajlar sayesinde, Balkanlar’ın ötesine geçerek Avrupa'nın yükselen yıldızlarından biri olmuştur. İşte o avantajlardan üçü, yatırımcıyı cezbeden temel taşları oluşturur.
Bir ülkenin Avrupa Birliği (AB) çatısı altında olması, yalnızca bir siyasi birliktelik değildir; beraberinde güven veren bir ekonomik yapının parçası olmaktır. Bulgaristan, 2007 yılında AB’ye tam üye olduğunda, yatırımcılara açık bir mesaj vermişti: "Biz artık sade Balkanlar’a değil, Avrupa’ya entegre olmuş durumdayız."
Bu üyelik, Bulgaristan’da kurulan bir şirketin ürün veya hizmetini Almanya’dan İspanya’ya, İtalya’dan Hollanda’ya kadar serbestçe ihraç edebilmesi anlamına gelir. Yani, burada kurulan bir işletme, aslında 27 ülkelik dev bir pazarın kapısını aralar. Bu da şu anlama gelir:
Özellikle “Yatırım Teşvik Yasası” (devletin belirli sektör ve miktarda yatırımı desteklemesini düzenleyen yasa) kapsamında, AB standartlarına uyumlu projelere öncelik verildiğini hatırlatmak gerekir. Bu, hukuki olmasının yanı sıra stratejik açıdan da önemli bir avantajdır.
Ekonomik olarak Balkanlar’da yatırım yapmak demek, vergi açısından ciddi kazanımlar elde etmek demektir. Bulgaristan, Avrupa'nın en düşük kurumlar vergisi oranına sahip ülkelerinden biridir. Şirketler için uygulanan kurumlar vergisi oranı yalnızca %10’dur. Bu oran, Almanya’da %30'lara kadar çıkabilirken, Fransa’da %25 civarındadır. Aradaki fark, yatırımın geri dönüş süresini doğrudan etkiler.
Buna karşın daha da çarpıcı olan, temettü gelirlerinde uygulanan %5 oranındaki gelir vergisidir. Temettü (bir şirketin ortaklarına dağıttığı kâr payı), genellikle yüksek vergiye tabi tutulurken Bulgaristan bu alanda yatırımcı dostu bir politika benimsemiştir. Şöyle düşünün: 1 milyon euro kâr ettiniz; diğer ülkelerde bunun %25’ini devlete verirken, Bulgaristan’da yalnızca 50 bin euro ödüyorsunuz. Geri kalanıyla yeniden yatırım yapabilir, şirketinizi büyütebilirsiniz.
Ve belki de en önemlisi: Bulgaristan ile Türkiye arasında yürürlükte olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (bir yatırımcının aynı kazanç üzerinden hem Türkiye’de hem Bulgaristan’da vergi ödemesini engelleyen anlaşma), Türk yatırımcıların kazançlarını daha verimli kullanmalarını sağlar.
“Bir işin kalbi üretimse, damarları lojistiktir.”
İşte Bulgaristan bu damarlara sahip bir ülkedir. Avrupa'nın güneydoğusunda yer alması, onu hem doğu-batı hem de kuzey-güney ticaret koridorlarının kesişim noktasına taşır. Türkiye’ye kara yoluyla komşudur; Romanya üzerinden Orta Avrupa’ya, Yunanistan üzerinden Akdeniz’e açılır.
Peki bu ne anlama gelir?
Üstelik, Bulgaristan’ın altyapı projeleri yalnızca mevcut sistemle sınırlı değildir. AB fonlarıyla desteklenen demiryolu modernizasyonları, sınır kapılarının dijitalleştirilmesi ve gümrük geçişlerinin hızlandırılması, yatırımcının karşılaşacağı operasyonel engelleri minimize eder.
Yatırım, yalnızca para koymak değildir; aynı anda bir öngörü, bir yön seçme meselesidir. Bulgaristan, hemen hemen çok kollu bir nehir gibi, yatırımcıya farklı yönlerde akabilecek fırsatlar sunar. Her kol kendi rotasında, kendi debisinde akar: kimi sabit ve güvenli, kimi ise dalgalı ama getirisi yüksek. Öyleyse bu ülkede yatırım yapılabilecek başlıca alanlar nelerdir? Üç temel hatta ayırmak mümkündür.
Taş yerinde ağırdır derler. Bulgaristan'da bu deyimin gerçek karşılığını bulmak mümkün. Son 10 yılda başta Sofya, Varna ve Plovdiv gibi büyük şehirlerde olmak üzere gayrimenkul sektörü ciddi bir ivme kazandı. Özellikle AB fonlarının kentsel dönüşüm projeleriyle birleşmesi, konut ve ticari alanların değerini artırdı. Bu da beraberinde şu tabloyu getirdi:
Gayrimenkul yatırımı hem de “oturma izni” gibi hukuki avantajları da beraberinde getirebilir. Bulgar mevzuatına göre (yani ülkenin resmi yasalarına göre), belirli miktarın üzerindeki taşınmaz alımları, yabancı yatırımcının ülkede uzun süreli ikamet izni (resmi oturma hakkı) almasına kapı aralayabilir.
Özellikle deniz kenarı bölgelerde yapılan yatırımlar, turizm sezonunda kısa vadeli kiralama modeliyle ciddi bir ek gelir kapısı yaratıyor. Yani bir taşla iki kuş: hem mülk edinme hem kira geliri.
Bir iş kurmak, çoğu zaman bir tohuma su vermek gibidir. Ve Bulgaristan bu tohumu yeşertecek toprağa sahiptir. Özellikle dijital girişimler, e-ticaret şirketleri, lojistik ve tarım teknolojileri gibi alanlarda düşük sermayeyle kurulabilen yapılar, genç girişimciler için ciddi bir potansiyel barındırıyor.
Şirket kurma süreci oldukça şeffaf ve hızlıdır:
Tüm bu işlemler ortalama 3 ila 7 iş günü içinde tamamlanabilir. Bu noktada “EAD” ve “OOD” gibi şirket türlerinden bahsetmek gerek:
Bu yapılar, sınırlı sorumluluk (ortakların şirkete koydukları sermaye dışında borçlardan şahsen sorumlu olmamaları) ilkesine dayanır ki bu da girişimciler için büyük bir koruma kalkanıdır.
Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı kapsamında şirket kuruluşu, hukuki sürecin ötesinde; sektörel analiz, pazar pozisyonlandırma ve rekabet stratejisi gibi profesyonel alanları da içerir. Yani bir şirket kurmak, bunun yanı sıra bir vizyon oluşturmaktır.
Daha soyut ama bir o kadar da dinamik olan bir yatırım yolu daha var: finansal piyasalar. Bulgaristan Borsası (Bulgarian Stock Exchange – Sofia), küçük ama büyümekte olan bir piyasadır. Üstelik son yıllarda dijital platformlar üzerinden erişim kolaylaşmış, uluslararası yatırımcılar için de cazip hale gelmiştir.
İşte bu alanda öne çıkan araçlar:
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Finansal yatırım, doğası gereği dalgalıdır. Lakin doğru danışmanlıkla bu dalgalar, küçük tekneleri batırmak yerine ileri taşıyan rüzgârlara dönüşebilir.
Bir diğer önemli konu ise portföy çeşitlendirme ilkesidir (yatırımın yalnız tek alana değil, farklı araçlara dağıtılarak riskin azaltılması). Bulgaristan’da yatırım yapan birçok yabancı girişimci, gayrimenkul ile başladığı serüveni, zamanla hisse senedi ve fon yatırımlarıyla zenginleştirmiştir.
Bu üç temel yatırım alanı, Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı hizmetlerinin omurgasını oluşturur. Bir yandan fiziki varlıklarla istikrar, diğer yandan finansal araçlarla esneklik sunar. Hangi yolu seçeceğiniz, hedeflerinize ve vizyonunuza bağlıdır. Buna karşın yolculuğunuzda iyi bir rehber olması, farkı yaratacaktır.
Bir ülkeye yatırım yapmayı cazip kılan şey, yalnızca mevcut ekonomik ortam ya da coğrafi avantajlar değildir; asıl cezbedici olan, yatırımcının yükünü hafifleten ve riskini paylaşan mekanizmalardır. Bulgaristan tam da bu noktada “teşvik” kelimesinin hakkını verir. Tıpkı iyi bir yol arkadaşının sırt çantasını paylaşması gibi… Devlet desteği, vergi muafiyetleri, Avrupa Birliği hibeleri ve Türk girişimcilere sunulan diplomatik destekler, bu coğrafyada yatırımı hem mümkün kılar hem de sürdürülebilir hâle getirir.
Her devlet, yatırımcıyı ülkeye çekmek için kendi imkanlarını seferber eder; fakat Bulgaristan bunu yaparken özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcıya ciddi avantajlar sunar. Özellikle Yatırımların Teşviki Yasası (Bulgaristan’daki yatırımcıların üretim, hizmet, teknoloji gibi alanlarda destek almasını düzenleyen yasal çerçeve), 500 bin euro’nun üzerindeki yatırımları farklı kategorilere ayırarak çeşitli destekler sunar:
Bu son madde özellikle önemlidir çünkü büyük ölçekli yatırımlarda KDV kalemi, toplam maliyetin %10-15’ini oluşturabilir. Bulgaristan devleti bu yükü yatırımcının omzundan alarak rekabet avantajı sağlar.
Bulgaristan bir Avrupa Birliği üyesi olarak, her yıl milyarlarca euroluk fonun dağıtıldığı yapısal kalkınma programlarına katılmaktadır. Ve bu fonlar, kamu projelerine ek olarak özel sektör girişimcilerinin kullanımına da sunulmaktadır. O halde nasıl?
Örnek vermek gerekirse:
Burada unutulmaması gereken şey, bu fonlara başvurunun teknik detaylar içerdiğidir. Proje dosyası, bütçe planlaması, etki analizleri ve uygulama takvimi, profesyonelce hazırlanmalıdır. İşte bu noktada Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı, fikir üretmenin ötesine geçerek dosya hazırlığı, veri analizi ve strateji geliştirme desteği sunar.
Bu kısımda çoğu yatırımcının gözden kaçırdığı ama aslında en stratejik avantajlardan biri devreye girer. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yurtdışına yatırım yapan Türk vatandaşlarına belirli durumlarda destek verir. Özellikle Bulgaristan gibi yakın coğrafyalarda bu teşviklerin hem ekonomik hem diplomatik anlamı büyüktür.
Ticaret Bakanlığı, yurtdışı yatırım yapan şirketlere şu alanlarda teşvik verir:
Bir diğer önemli destek ise TÜRK EXIMBANK üzerinden gelen ihracat kredileri ve yatırım kredileridir. Bu krediler, Bulgaristan'da üretim yapıp Türkiye üzerinden ihracat yapan şirketler için maliyet avantajı sağlar.
İlaveten, TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ve DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) gibi kurumlar, Bulgaristan’da faaliyet gösteren Türk yatırımcıların yerel iş insanlarıyla temas kurması için çeşitli iş forumları, ikili görüşmeler ve proje eşleştirme programları düzenlemektedir. Bu sayede yatırım, finansal yönünün yanında sosyal açıdan da güçlü bir zemine oturtulmuş olur.
Yatırım teşvikleri yalnızca maliyet düşürmez; bunun yanı sıra yatırımcının risk algısını yönetir. Teşvik alarak başlayan bir yatırımcı, çoğu zaman daha hızlı büyür, daha az hata yapar ve daha az bürokratik pürüzle karşılaşır. Ama bu desteklere ulaşmak için doğru bilgi, doğru zamanlama ve doğru danışmanlık gerekir.
Yatırım dediğiniz şey, bir anda masaya konan büyük bir para yığını değildir. Aslında, dikkatli adımlarla yürünmesi gereken, tıpkı bir ustanın sabırla ördüğü halı gibi ilmek ilmek dokunan bir süreçtir. Bulgaristan’da yatırım yapmak da bu anlamda hem disiplinli hem de stratejik bir hazırlık gerektirir. Hemen şirket kurmak, imzaları atmak ve kazanmaya başlamak kulağa hoş gelir; ama doğru olan önce anlamak, sonra harekete geçmektir.
İşte yatırım sürecine dair adım adım yol haritası:
Her yatırım fikri, önce bir soruyla başlar: “Bu iş burada işler mi?”
İşte fizibilite çalışması tam da bu sorunun cevabını verir. Yani yatırımın yapılacağı sektördeki potansiyel, rekabet düzeyi, hedef müşteri kitlesi ve yasal gerekliliklerin analiz edilmesidir.
Bulgaristan’da bu ilk adım, genellikle yerel danışmanlık şirketleri ve sektör raporları aracılığıyla yürütülür. Dikkate alınması gereken başlıca faktörler:
Örnek vermek istersek, Plovdiv bölgesinde tekstil yatırımı düşünen bir girişimcinin orada hâlihazırda faaliyet gösteren 120’den fazla üreticiyi analiz etmesi gerekir. Analizde sayısal verilerin yanı sıra kalite düzeyi, fiyat rekabeti, fason üretim kapasiteleri ve ihracat oranları da yer almalıdır.
Fizibilite, teknik bir dosya olmanın yanında; yatırımcının bakış açısını dönüştüren bir süreçtir. İyi bir ön araştırma, yatırımcıyı hayallere yönlendirmektense hesaplamaya odaklanmasını sağlar.
Hayalden gerçeğe geçişin ilk resmi adımı, hukuki bir varlık kazanmaktır. Bulgaristan’da şirket kurmak, sanıldığı kadar bürokratik değildir lakin yine de sürecin teknik adımlarına hâkim olmak gerekir.
Şirket kuruluşu için gerekli belgeler şunlardır:
Ortaklar arasında yabancı uyruklu kişiler varsa, bu kişilerin noter tasdikli pasaport tercümeleri ve adres beyanları gerekir. Üstelik yönetici ataması da şirket kuruluş belgelerinde açıkça yer almalıdır. Burada kullanılan “yönetici” terimi, Türk hukukunda karşılığı olan “temsil ve ilzam yetkisine sahip kişi”dir yani şirket adına resmi işlemleri yürütme yetkisine sahip kişi.
Bazı yatırımlar yalnızca şirket kurmakla sınırlı kalmaz, ek olarak özel izin ve ruhsatlar da gerektirir. Örnek vermek istersek, sağlık sektörü, eğitim, enerji üretimi veya finansal hizmetler gibi alanlarda faaliyet gösterecek yatırımlar için ek yatırım lisansları ya da ön onay belgeleri gerekir. Bu noktada Bulgaristan Yatırım Ajansı (InvestBulgaria Agency) ile koordinasyon kurulmalıdır.
Yatırım sürecinin son ve en kritik aşaması, mevzuata uygun şekilde başvuruların yapılması ve zaman yönetiminin doğru planlanmasıdır. Burada yapılan hata, tek süreci yavaşlatmaz; bazen teşvik hakkını kaybettirir, bazen de vergisel yaptırımlarla karşı karşıya bırakır.
Tipik bir yatırım sürecinin zaman çizelgesi şöyle şekillenir:
Bu işleyiş boyunca başvuruların eksiksiz ve mevzuata uygun yapılması gerekir. Bulgaristan hukuk sistemi, şekil şartlarına (başvuru formatı, mühür, orijinal imza vs.) oldukça sıkı bağlıdır. Türk yatırımcılar için bu çoğu zaman şaşırtıcı olabilir; çünkü Türkiye’deki uygulamalarda çoğu zaman “esneklik” aranabilirken, Bulgaristan’da prosedür dışı bir adım tüm dosyayı geri çevirebilir.
Mevzuat takibi, tek kuruluş aşamasıyla sınırlı olmayıp sürecin devamında da düzenli olarak sürdürülmelidir. Mesela, Bulgaristan Ticaret Kanunu, yıllık mali raporların belirli bir tarihte kamuya sunulmasını zorunlu kılar. Aksi takdirde para cezası uygulanabilir.
İşte bu yüzden Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı, tek “başlangıç” süreciyle sınırlı kalmaz; bunun yanı sıra sürdürülebilir bir iş birliği olarak ele alınmalıdır.
Yatırım süreci bir bina inşa etmeye benzer. Temelini sağlam atmazsanız, en lüks ofis katları bile bir rüzgârla yıkılır. Doğru araştırma, doğru belge yönetimi ve zamanlama bunlar, Bulgaristan’da güçlü bir yatırımın üç ana direğidir.
Yatırımcı için bilinmezlik, çoğu zaman en büyük maliyettir. Paradan daha kıymetli olan şey bilgidir; ama tek başına bilgi yetmez o bilgiyi doğru zamanda, doğru yerde ve doğru biçimde kullandıracak bir rehber gerekir. İşte tam da burada, Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı, yatırımcı ile hedefi arasında köprü olur. Yalnızca belgeleri tamamlamakla kalmaz; ek olarak zihni berraklaştırır, riski minimize eder ve rotayı netleştirir. Danışmanlığın kapsamı geniştir ve her bir başlığı, kendi içinde uzmanlık ister.
Hukuki yapı, bir yatırımın iskeletidir. Kâğıt üzerinde sağlam olmayan bir yapı, sahada ilk rüzgârda çöker. Bulgaristan’daki yatırımlarda en sık karşılaşılan tuzak, yerel mevzuatın “Avrupa’ya benzeyen ama kendine has detaylarla örülü” yapısıdır.
Hukuki danışmanlık, yatırımcının tüm süreci yasal zeminde yürütmesini sağlar. Bu hizmetlerin içinde şunlar yer alır:
Örneklendirmek gerekirse; bir yatırımcının ortaklı bir yapı kurması durumunda, “hissedar sözleşmesi” (ortaklar arası hak ve sorumlulukları belirleyen yasal metin) hazırlanmalıdır. Bu sözleşme, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkları en baştan çözüme kavuşturur. Uygun şekilde hazırlanmadığında ise dava süreçleri kaçınılmaz olur ki bu, yatırımın zaman ve itibar kaybetmesi anlamına gelir.
Vergi danışmanlığı ise bu iskeletin omurgası gibidir. Kurumlar vergisinin %10 olduğu bu ülkede bile, yanlış KDV beyannamesi ya da hatalı amortisman hesaplaması nedeniyle cezai yaptırımlarla karşılaşmak mümkündür. Ekstra olarak “transfer fiyatlandırması” (şirketin kendi grup içi işlemlerinde uyguladığı fiyat politikası) gibi teknik konular, yatırımcının denetim altına girmesine sebep olabilir. İşte bundan ötürü vergi uzmanlarının rehberliği, yalnızca avantaj sağlamakla kalmaz; eş zamanlı olarak koruma sağlar.
Bir iş fikri harika olabilir. Pazar uygundur, strateji nettir. Ama finansal sürdürülebilirlik yoksa, yatırım kısa sürede bir hayal kırıklığına dönüşebilir. Bu noktada, Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı kapsamında sunulan finansman ve portföy yönetimi hizmetleri, yatırımcıyı sade yola çıkarmakla kalmaz; varışa da ulaştırır.
Danışmanlık firmaları bu alanda şunları sağlar:
Özellikle çapraz yatırım modelleri (misal hem gayrimenkul hem üretim alanına yatırım yapılması), profesyonel yönlendirme olmadan ciddi risk barındırır. Ama iyi bir portföy danışmanlığı ile yatırımcının riski çeşitlenir, getirisi dengelenir.
Bu noktada sıkça kullanılan bir terim olan getiri oranı (ROI), halk arasında “yatırdığım paranın bana ne kadar geri döneceği” anlamına gelir. Danışmanlar, ROI hesaplamalarını yalnızca finansal verilerle sınırlı tutmaz; hem de vergi avantajları, amortisman olanakları ve işletme maliyetleri gibi unsurları da dikkate alır.
Siz ne kadar iyi bir ürün geliştirseniz de onu doğru kişilere anlatamıyorsanız ticari başarıdan söz etmek mümkün değildir. Hele ki yabancı bir ülkedeyseniz... Bulgaristan'da yatırım sürecinde hukuk ve maliyet unsurlarının yanı sıra, kültürel uyum ve ilişki yönetimi de başarı üzerinde belirleyici rol oynar. Yerel davranış kodlarını bilmek, sektör içindeki görünmez ağlara erişebilmek, yatırımcıyı bir adım öne geçirir.
Danışmanlık firmaları bu alanda şu destekleri sunar:
Misal olarak, bir tarım teknolojisi yatırımcısı için Bulgaristan Tarım Bakanlığı’na bağlı fon yetkilileriyle bire bir görüşmeler organize edilebilir. Ya da Sofya’daki bir e-ticaret platformu, Türk markası için doğrudan entegrasyon sağlayabilir. Bunlar kâğıt üzerinde küçük gibi görünse de iş dünyasında asıl farkı yaratan, bu tür “görünmez köprüler”dir.
Şunu söylemekte de fayda var; “Network” yalnızca kartvizit alışverişi değildir; doğru kişiyle, doğru zamanda, doğru şey hakkında konuşma sanatıdır. Ve bu sanat, çoğu zaman danışmanlıkla mümkün hâle gelir.
Danışmanlık, yatırımcının bastığı her taşın yerinde ve sağlam olmasını sağlar. Bazen bir imzanın anlamını açıklar, bazen bir toplantının yönünü değiştirir. Ve bazen en önemlisi bu belki de sessizce büyük hataların önüne geçer.
Her yatırım bir fırsattır, evet. Bununla birlikte her fırsat, içinde bir miktar risk taşıdığı sürece gerçektir. Risk olmayan bir yatırım ya hayal ürünüdür ya da kârsızlığa mahkûmdur. Bulgaristan da her ne kadar cazip vergi rejimi, AB üyeliği ve yatırım teşvikleriyle ön plana çıksa da kendi içinde bazı karakteristik zorluklar barındırır. Bu zorlukları görmek, kabullenmek ve daha da önemlisi onları aşacak stratejiler geliştirmek, yatırımcının başarısındaki asıl belirleyicidir.
Her ülkenin dili, yalnızca kelimelerle sınırlı kalmaz; ek olarak o ülkenin davranış biçimi, iş yapma anlayışı ve bürokratik yapısıyla birlikte şekillenir. Bulgaristan’da bu “dil bariyeri”, iletişimle sınırlı kalmayıp iş süreçlerini doğrudan etkileyen bir engel olarak da ortaya çıkabilir.
Resmî işlemlerde, bir örnek verelim şirket kuruluşu ya da vergi dairesi başvurularında, tüm belgelerin Bulgarca hazırlanması yasal zorunluluktur. Türkçe ya da İngilizce sunulan belgeler kabul edilmez. Bu durum, küçük bir hata nedeniyle sürecin günlerce gecikmesine, hatta bazı durumlarda reddedilmesine yol açabilir.
Daha da önemlisi, Bulgaristan bürokrasisi yer yer yavaş, hiyerarşik ve “kâğıt odaklı” ilerler. Online sistemler giderek yaygınlaşsa da hâlâ birçok işlem için fiziksel imza, noter tasdiki ve mühür gereklidir. Bu durum, Türkiye’deki dijitalleşmiş süreçlere alışkın yatırımcılar için ilk etapta yorucu olabilir.
O halde çözüm?
İşin özü şudur: Dili anlamak, tek konuşabilmekle sınırlı kalmaz; hem de resmî yapının işleyişini kavrayabilmeyi de gerektirir. Danışmanlık da bu sezgiyi sizin yerinize işler hâle getirir.
Yatırımcının belki de en çok göz ardı ettiği fakat sonuçları en yıkıcı olabilecek risk türü: döviz ve ekonomik dalgalanma riski. Bulgaristan’ın para birimi olan Bulgar Levası (BGN), şu anda Euro’ya sabitlenmiş durumda. Yani 1 Euro, sabit olarak 1.95583 leva’dır. Bu sabit kur uygulaması, özellikle kısa vadede yatırımcıya büyük bir kur oynaklığı riski yaşatmaz.
Gelgelelim bu “istikrar” görüntüsünün ardında bazı önemli dinamikler vardır:
Öte yandan Türkiye’den gelen yatırımcı için çifte döviz riski oluşabilir. Birincisi, Türk Lirası’nın Euro karşısındaki dalgalanması; ikincisi, yatırımın levalık yapısı üzerinden yürütülmesi. Kimi zaman, bir yıl içinde yapılan kârın neredeyse %20’si sırf kur farkı nedeniyle eriyebilir.
Demek ki çözüm yolları neler?
Yine burada da Bulgaristan Yatırım Danışmanlığı, yalnızca yön göstermez; eş zamanlı olarak önceden risk simülasyonu yaparak yatırımcının hangi senaryoda nasıl davranması gerektiğini önceden belirler.
Risk, yatırımcının düşmanı değildir. Aksine, risk yönetilebildiği sürece yatırımın itici gücüdür. Tıpkı bir gemicinin dalgalardan korkmaması gibi asıl mesele, rotayı iyi çizebilmektir. Dil bariyeri, bürokrasi, döviz riski… Bunlar bu denizdeki fırtınalardır. Ama kaptanın elinde pusula varsa ve haritayı doğru okuyorsa, her limana ulaşmak mümkündür.
Bu yazımızda ele aldığımız bilgiler, Kuvars Avukatlık ve Danışmanlık Hizmetleri’nin Bulgaristan’daki güçlü uzmanlığına ve sahadaki deneyimine dayanmaktadır. Yatırım danışmanlığından hukuki süreçlere kadar geniş bir yelpazede danışanlarına rehberlik eden ekibimiz, karar alma sürecinizi bilinçli ve güvenli hale getirmeyi hedefler.
Eğer siz de Bulgaristan’da iş kurmayı planlıyorsanız, “Bulgaristan'da Şirket Kurulumu 2025 Güncel Bilgiler ve Rehber” başlıklı yazımıza göz atabilir; gayrimenkul yatırımı düşünüyorsanız “Bulgaristan'da Gayrimenkul Alımında Hukuki Danışmanlık” içeriğimizden detaylı bilgi alabilirsiniz.
Kuvars Avukatlık ve Danışmanlık Hizmetleri olarak, Bulgaristan’da vize işlemleri, yatırım ve şirket kuruluş danışmanlığı, muhasebe, Türkçe avukatlık hizmetleri ve genel hukuki temsil alanlarında kapsamlı çözümler sunmaktayız.
Yatırımınızı ve hukuki süreçlerinizi güvenle yönlendirmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Size en uygun çözüm için buradayız.
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, hoşçakalın…
Evet, belirli yatırım türleri üzerinden Bulgaristan’da oturum izni almak mümkündür. Özellikle şirket kurarak istihdam yaratmak, taşınmaz edinmek veya Bulgaristan hükümetince onaylanmış finansal ürünlere yatırım yapmak, uzun dönemli oturum izni başvurularına zemin hazırlar.
Vatandaşlık ise daha uzun vadeli bir süreçtir; genellikle 5 yıllık kesintisiz oturum sonrası başvuru hakkı doğar. Bununla birlikte “yatırım yoluyla vatandaşlık” programları, yalnızca özel ve yüksek sermayeli durumlarda geçerlidir ve sıkı hukuki denetim altındadır.
Bulgaristan’da limited şirket (OOD veya EOOD) kurmak için asgari sermaye 2 levadır (yaklaşık 1 Euro). Bu sembolik rakam, prosedürlerin önünü açmak için belirlenmiştir. Ama fiili yatırım planına göre sermaye artırılması önerilir.
Yatırım teşviklerinden yararlanmak isteyen girişimcilerin ise genellikle en az 250.000 Euro ve üzeri yatırım yapmaları gerekir (sektöre ve istihdam planına göre değişebilir).
Evet, yabancılar Bulgaristan’da mülk (konut, ticari alan, ofis vb.) satın alabilir. Buna karşın “arazi” alımında bazı kısıtlamalar mevcuttur. Bireysel yatırımcılar arsa satın alamaz; fakat Bulgaristan’da kurulmuş bir şirket üzerinden bu mümkün hâle gelir. Bu vesileyle gayrimenkul yatırımı yapmak isteyen çoğu yabancı, önce şirket kurarak bu kısıtı aşar.
Şirket kuran bir yatırımcı, aşağıdaki başlıca vergilere tabidir:
Ne yazık ki, her gelişen piyasada olduğu gibi Bulgaristan’da da yabancı yatırımcılara yönelik dolandırıcılık girişimleri olabilir. Özellikle sahte arsa satışları, resmi olmayan aracılarla yapılan sözleşmeler ve “garanti teşvik” vaatleri dikkat edilmesi gereken konular arasında yer alır.
Bu tür risklerden korunmak için:
Faydalı Kaynaklar
InvestBulgaria Agency (IBA)
https://investbg.government.bg
Bulgaristan’da yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı girişimciler için devlet destekleri, sektör analizleri, yatırım teşvikleri ve süreçlere ilişkin resmî bilgiler sağlar.
Bulgaristan Ticaret Sicil Portalı (Registry Agency)
https://portal.registryagency.bg
Şirket kuruluşu, ticaret sicil kayıtları, tüzel kişilik onayı gibi işlemlerin yürütüldüğü resmî platformdur.
European Union – Funding & Tenders Portal
Avrupa Birliği’nin Bulgaristan dahil tüm üye ülkelerde yürüttüğü hibe programları, fon destekleri ve proje çağrılarının yayımlandığı merkezi sistemdir